Examples of using "Wyboru" in a sentence and their turkish translations:
Sen seçimini yaptın.
Çünkü başka bir seçenekleri yok.
Seçeneğim yok.
Seçeneğin yok.
Seçeneğimiz yok.
Başka seçeneğin yoktu.
Dişi hâlen kararsız.
Başka seçenek görmüyorum.
Tercihen buradayım.
Başka seçenek yok.
Onlara bir seçenek vermedim.
Bizim başka bir seçeneğimiz yok.
Sanırım bir seçeneğim yok.
veya gayet iyi bir sonucu kabullenmeye razı olmayı değil.
Dokunmatik ekranlı cihazınızı alın ve bir seçim yapın.
Artık başka seçeneğimiz yok, acil durum kurtarma ekibini çağırmalıyız.
Uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.
Tom Mary'ye bir seçenek sunmayabilir.
Tom'un birçok seçeneği yoktu.
Korkarım seçeneğimiz yok.
Korkarım ki seçeneğim yok.
Gitmekten başka seçeneğim yoktu.
Uçağa binmekten başka seçeneğim yoktu.
Bana bu konuda seçme hakkı bırakmıyorsun.
Başka seçimimiz yok.
Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu.
Bir seçeneğim yok. Şimdi bunu yapmak zorundayım.
bize seçim olarak görünmüyor?
Kurtarma ekibi çağırmaktan başka çok az seçeneğiniz olacaktır.
O emirleri dinlemekten başka seçeneğim yok.
Kendinizi böyle bir durumda bulursanız tahliye ekibi çağırmaktan başka şansınız yok demektir.
Oyun kumandanızı alın ve bir karar verin. Helikopter mi, uçak mı?
Kendimi sanki hiç seçeneğim yokmuş gibi hissettim.
Tom'un Mary'ye istediğini vermekten başka seçeneği yoktu.
Tom Mary ile konuşmak istemiyordu ama başka seçeneği yoktu.
Ancak... peki ya özgürlük? Peki ya insanların seçme hakkı? Neden hükümetin sizi istemediğiniz bir yerde
Tom onu yapmak istemiyordu ama bir seçeneği olmadığını hissetti.
Daha önce söylediğim gibi seçeneğim yoktu.