Examples of using "Wszędzie" in a sentence and their turkish translations:
Ben her yere baktım.
- Her yere baktık.
- Biz her yere baktık.
Her yere baktım.
Her yerde olan şeyler
Her köşede... ...tehlike kol geziyor.
Yüzey tortusu her yere saçılmıştı.
Orada burada onu aradık.
Biz her yerde seni arıyoruz.
Her tarafta insanlar var.
Kıvılcımlar her yerde uçuyordu.
Her yerde itfaiyeciler vardı.
Her yer kedi tüyü!
Ben büyürken etrafımızda her yerdeydi.
Bunlar her yerde satılıyor.
Her yerde polis vardı.
Çay geniş ölçüde Hindistan'da yetiştirilir.
Zeminin her yerinde yapraklar var.
Ne yazık ki, her yerde aynı.
- Bu makaleyi her yerde bulamazsın.
- Bu ürünü her yerde bulamazsın.
Onun köpeği onu her yerde takip eder.
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
Onu her yerde aradım ama bulamadım.
Ev gibi yer yoktur.
Gözün görebildiği kadar okyanustan başka hiçbir şey yoktu.
Köpeğim benimle her yere gider.
Japon turistler her yerde bulunabilirler.
Her yerde aradık, ancak hiçbir şey bulamadık.
Baktığınız her yerde depremin sebep olduğu hasarı görebilirsiniz.
Nereye gitsem köpeğim beni izler.
Baktığın her yerde öpüşen genç çiftleri görebilirsiniz.
Kimse aynı anda her yerde olamaz.
Tanrı her yerde olamazdı. Bu yüzden anneleri yarattı.
Işıklar söndü ve her yere mum götürmek zorunda kaldık.
Nereye bakarsan bak depremin sebep olduğu hasarı görebilirsin.
Ev gibi yer yoktur.
Her köşede insan var. Ama çok azı, onları gölgeleri gibi takip eden tehlikenin farkında.