Examples of using "Tłum" in a sentence and their turkish translations:
Beraber, göz korkutucu bir kalabalık oluşturuyorlar.
O, bir gol attığında, kalabalık bağırdı.
Parkta bir insan topluluğu vardı.
Tom'un etrafında bir kadın topluluğu var.
Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.
Tom kalabalığın arasından ite kalka yol açtı.
Sözcünün etrafında büyük bir kalabalık toplandı.
Kalabalık olup olmadığı önemli değil.
Dışarıda büyük bir kalabalık toplanıp kargaşayı izlerken