Translation of "Stare" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Stare" in a sentence and their turkish translations:

- Stare nawyki trudno zwalczyć.
- Stare przyzwyczajenia trudno zwalczyć.

- Eski alışkanlıklar zor biter.
- Can çıkar huy çıkmaz.
- Eski alışkanlıkları terk etmek kolay değil.

Wielkie, stare urwisko.

Burada büyük bir uçurum var.

Wielkie, stare urwisko.

Burada büyük bir uçurum var.

Patrzcie, stare narzędzia.

Hey, bakın. Eski aletler var.

Albo remontujemy stare,

veya mevcut evleri onarıyoruz.

Moje biurko jest stare.

Benim masam eski.

Rzym to stare miasto.

Roma eski bir şehirdir.

Ken zbiera stare monety.

Ken eski paralar toplar.

Lipsk to stare miasto.

Leipzig eski bir kenttir.

On lubi kolekcjonować stare monety.

O eski madeni para toplamayı sever.

Wszystko wygląda na stare i zniszczone.

Biraz eski  ve yıpranmış görünüyor.

To prawdopodobnie jakieś stare zapasy górników.

Muhtemelen eski madenci aletleri.

Wygląda jak stare, opuszczone miasteczko górnicze.

Eski ve terk edilmiş bir madenci kasabasına benziyor.

To są moje bardzo stare książki.

Bunlar çok eski kitaplar.

Stare dywany są cenniejsze niż nowe dywany.

Eski halılar yeni halılardan daha değerlidir.

- Nara jest bardzo starym miastem.
- Nara to bardzo stare miasto.

- Nara, çok eski bir şehirdir.
- Nara çok eski bir şehir.

Tom musi kupić nowe buty, bo stare są już znoszone.

Tom ayakkabı almalı. Onun eski ayakkabıları tamamen yıpranmış.