Examples of using "Słuchać" in a sentence and their turkish translations:
- Lütfen dinle.
- Lütfen dinleyin.
- Lütfen dinleyiniz.
Dinleyeceğim.
Radyo dinlemeyi durdurdum.
Anneni dinlemelisin.
Ortam akışını dinlemeyi severim.
Müzik dinlemeyi seviyorum.
İyi müzik dinlemeyi severim.
Susan müzik dinlemekten hoşlanır.
Daha dikkatli dinlemeliydim.
Annemin söylediğini dinlemeliydim.
Kendi kendine konuşmaktansa başkalarını dinlemeyi tercih eder.
Doktorun talimatlarına uyman gerekiyor.
Şarkı söylemeni duymaktan her zaman zevk alıyorum.
Şikayet etmeni dinlemek istemiyorum.
Akıllı bir lider ne zaman okuyacağını bilir.
- O, klasik müzik dinlemeyi seviyor.
- Klasik müzik dinlemeyi sever.
O klasik müzik dinlemeyi seviyor.
Tom klasik müzik dinlemekten hoşlanır.
Diğer insanları daha çok dinlemelisin.
Dinlemeye devam.
Kızım beni dinlemeyecek.
Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
- Müzik dinlemeyi severim, özellikle caz.
- Müzik dinlemeyi severim, özellikle de caz.
- Tom nedeni dinlemeyecek.
- Tom laftan anlamaz.
- Tom sağduyunun sesini dinlemez.
Sen dikkat etmelisin.
Acı şekilde ağladığını duymaya katlanamam.
- Ben sizin açıklamalarınızı dinlemek istemiyorum.
- Açıklamalarını dilemek istemiyorum.
Ona, onun tarafından doktorunu dinlemesi tavsiye edildi.
O emirleri dinlemekten başka seçeneğim yok.
Çoğu insan, sadece kendi gerçeklerini duymak ister.
Sanırım birçok genç rock müzik dinlemeyi tercih ediyor.
Çocuklar ebeveynlerine itaat etmeliler.
Bir erkek evlat babasına itaat etmeli.