Examples of using "Publiczność" in a sentence and their turkish translations:
Bizim büyük bir seyircimiz vardı.
Seyircinin ne istediğini düşünüyorsun?
Konuşmasından sonra seyirciler yükse sesle alkışladı.
Seyirci alkışlarken o, sahneye doğru yürüdü.