Examples of using "Jej…" in a sentence and their turkish translations:
Ona yardım edebildim.
O onu sevdi.
Ona hep güvendim.
Herkes onunla duygularını paylaştı.
Ona ne söyledin?
Biz onu aradık.
Ona yardımda bulunuyor musun?
Onu aramaya gideceğim.
Ona güveniyor musun?
Eğer onun adresini bilseydim, ona bir mektup yazardım.
Yalnızca kocası ona yardım ederse, evdeki sorunların çoğu kaybolur.
Onun odasına girdim.
Kimse ona bakmıyor.
Ben onun hikayesine inanıyorum.
Onun yüzünü hatırlıyorum ama onun adını hatırlamıyorum.
Bu onun tasması!
Bu onun tasması!
Ebeveynleri bile.
Gizli hareket etmeli.
...başarılı oldu.
Yanakları kızardı.
Onun saçı ağarıyor.
Onun şarkı söylediğini duyabiliyor musun?
O ona bir kazak aldı.
Ona rastlamadım.
O onun tavsiyesini görmezden geldi.
Onun adresini unuttum.
- Ondan kurtulun.
- Kurtul ondan.
Ona her şeyi söyledim.
Onun gözlerini seviyorum.
Onu tanımıyoruz.
Bu onun evi.
Onu kızdırdım.
Ona bir saat aldım.
Annesi tarafından eşlik edildi.
- Onu tanımıyorum.
- Onu bilmiyorum.
Ona bir öpücük verdi.
Onun için öğle yemeği pişirdi.
Ona yardım edebildim.
Ona bir oyuncak bebek gönderdim.
Ondan hoşlanmıyorum.
Onun gülüşünü seviyorum.
Onu dinleme.
- Saçı geri büyüdü.
- Onun saçı tekrar uzadı.
Ona sözlüğünü geri verdim.
Onu ona verin.
O ona bir kutu verdi.
Onu dinlemeliyiz.
Neden ona yardımda bulunuyorsun?
Onun sevgisini kazandı.
Onu görmedik.
Kitabı ona ver.
Ona onun tarafından kilo kaybetmesi tavsiye edildi.
O ona ayak uydurdu.
Seni ona tanıtacağım.
Gözlerini kaçırdı.
Ona bazı çiçekler vereceğim.
Onu bulamadım. Yuvasında yoktu.
Ona oyuncak bir kedi aldım fakat o bundan mutlu olmadı.
Ona iyi geceler demek zorundayım.
Mary annesine benziyor ama onun kişiliği farklı.
Ona gitmemesini tavsiye etti.
Ona gitmemesini tavsiye etti.
Ona aç olduğumu söyle.
Rahmetli kocası kemancıydı.
Ona nasıl söyleyeceksin?
Bakın, onu kullanmak nasıl olur?
Ailesini doyurma vakti geldi.
Erkek, yavruları bulursa...
Kalbi atmayı bırakıyor.
Tek seçeneği... ...saldırmak.
Siz onun kızlarısınız.
Niçin ona söylemedin?
Doktor onu ona verdi.
Sen onun evini görmek zorundasın.
Onu kim sevmez?
Annesi ona bir etek dikti.
O onun saatini çaldı
Onun çığlığı polisi getirdi.
Ona bir yaprak kağıt verdi.
Onu fark etmeden hızla geçti.
Onun gülümsemesi onun teşekkürlerini ifade etti.
Ona bir aşk mektubu yazıyordum.
Onun arkadaşı bir şarkıcıdır.
- Onun için ne satın almak istiyorsun?
- Ona ne almak istiyorsun?
Onun kazağı mavi.
Onun babası Japondur.
O, onun kızı.
Ona birkaç içki ısmarladım.
Onun yokluğundan dolayı hayal kırıklığına uğradık.
Bu onun şemsiyesi mi?
Seni onunla tanıştırmak istiyorum.
Onun fotoğrafını nerede buldun?
- Onun güzelliği kıyaslanamaz.
- Onun güzelliği eşsizdir.
Onun İngilizceyi akıcı konuştuğunu duydum.
Dün onun mektubunu aldım.