Translation of "Historia" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Historia" in a sentence and their turkish translations:

To absurdalna historia.

O belirsiz bir hikaye.

Historia się powtarza.

Tarih kendini tekrarlar.

Historia, którą dziś opowiem,

Size anlatacağım hikaye,

Jego historia rozbawiła wszystkich.

Onun hikayesi herkesi eğlendirdi.

Jego historia brzmi dziwnie.

Onun hikayesi garip görünüyor.

To bardzo poruszająca historia.

Bu çok dokunaklı bir hikaye.

Jego historia brzmi wiarygodnie.

- Onun hikayesi gerçek görünüyor.
- Hikayesi kulağa doğru geliyor.
- Hikayesi kulağa gerçek geliyor.

- Ta historia jest napisana po angielsku.
- To jest historia napisana po angielsku.

Bu İngilizce yazılmış bir hikayedir.

Historia Rzymu jest bardzo interesująca.

Roma'nın tarihi çok ilginç.

Ta historia wygląda na prawdziwą.

Hikaye gerçek görünüyor.

Ta historia miała szczęśliwe zakończenie.

Hikayenin mutlu bir sonu vardı.

Jego historia jest bardzo przekoloryzowana.

Onun hikayesi oldukça renkli.

Czy jego historia jest prawdziwa?

- Onun hikayesi gerçek mi?
- Onun hikayesi doğru mudur?

Cóż to za smutna historia!

Bu ne üzücü bir hikâye!

Historia poruszyła mnie do łez.

Hikaye beni gözyaşlarına boğdu.

Historia rozwoju lotnictwa jest fascynująca.

Havacılığın gelişme tarihi büyüleyicidir.

Czy jej historia jest prawdziwa?

Onun hikayesi gerçek mi?

Historia pokazała, że to znacznie trudniejsze.

Tarih bize bunun sandığımızdan çok daha zor olduğunu gösterdi.

Oznacza to, że twoja historia randek

Kısacası tüm flört geçmişiniz

Ta historia nie ma szczęśliwego zakończenia.

Bu hikayenin mutlu bir sonu yok.

Zbyt często historia kończy się w tym punkcie.

Neredeyse her zaman hikâye burada son bulur.

Historia zaczyna się w latach 40. ubiegłego wieku,

Her şey 1940'larda

Historia głosi, że jeden z nich stracił nogi,

Bir dalgıcın büyük bir midyeden inci almaya çalışırken

To jest najbardziej ekscytująca historia, jaką kiedykolwiek słyszałem.

Bu duyduğum en heyecan verici hikayeydi.

Ta historia jest za bardzo niewiarygodna żeby była prawdziwa.

O hikaye gerçek olmak için çok olağanüstü.

Ale historia potoczyła się w ten sposób, że staliśmy się kapitalistami.

Ama tarih ve gelişmeler bizi kapitalistlere dönüştürdü.

Historia mówi o „pożerającym ludzi lamparcie z Rudraprayag”, który w XIX wieku

Tarih, 126 Himalayalı köylüyü yediği kaydedilen 19'uncu yüzyılda yaşamış bir kaçaktan,

Historia uczy, że można burzyć mury, ale to nigdy nie jest latwe.

Tarih bize duvarların yıkılabileceğini söylüyor fakat öyle yapmak hiç kolay değil.

Wczoraj to już historia, jutro to tajemnica. Ale dziś to dar losu. A dary są po to, żeby się nimi cieszyć.

Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.