Examples of using "Godzin" in a sentence and their turkish translations:
Gecede ortalama 7 saat uyursanız, bunun 49'unu uyuyarak geçirirsiniz.
haftada 15 saate düştü.
- Sadece birkaç saatimiz var.
- Bizim sadece birkaç saatimiz var.
Üç saattir bekliyoruz.
Dokuz saat uykuya ihtiyacım var.
Onlar günde sekiz saat çalışırlar.
Birkaç saat ayırabilir misin?
Dün on iki saat uyudum.
Haftada 168 saat var.
Trende on iki saat geçirdim.
haftada 60 saatten
Üç saattir buradayız.
- Birkaç saat içinde karanlık olacak.
- Birkaç saat içinde hava kararacak.
Beş saattir burada bulunuyorsun.
Bu da haftada 119 saat uyanık kalıyorsunuz demektir.
Haftada ortalama 40 saat çalışırsanız,
Trende on iki saat geçirdim.
Tom neredeyse 14 saat uyudu.
Bir ağacı devirmek için sekiz saatim olsa, ilk altı saati baltayı bilemek için kullanırım.
Dört saati aşkın süredir yürüyorlar.
Neredeyse üç saattir buradayız.
Ben birkaç saat için eve gideceğim.
Günde kaç saat Fransızca eğitimi alıyorsun?
Gezinti en az sekiz saat sürer.
Gelecek birkaç saat ne yapıyorsun?
Gece saatlerce çalışırım.
Hareket eden tembel hayvanları dikkatle izleyerek saatler geçirdim.
Gubbi'yi acilen götürürken bir sakinleştirici atışı daha yapılıyor.
Altı yeni doğmuş yavru. Birkaç saatlikler.
Zavallı Tom şu an üç saattir uyumaya çalışıyor.
Bu sorunu saatlerdir çözmeye çalışıyordum.
Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
Birkaç saat içinde vardiyam bitti.
Tom'un, ödevini bitirmesi birkaç saat sürdü.
Pekâlâ, şimdi bunu kurup birkaç saat bırakacağız.
Doğru şartların oluşmasına birkaç saat daha var.
her sekiz saatlik vardiyada yeni biri geliyor.
Tom yaklaşık üç saattir evde.
Saatlerce aradım fakat onu bulamadım.
Tom'un birkaç saat önce orada olduğunu biliyorum.
Yapay ışıktan faydalanan köpek balıkları, gece geç saatlere kadar avlanabiliyor.
Kendimi aniden kötü hissettiğim sırada, iki saattir çalışıyordum.
Bana günde en az yedi saat uyumam gerektiği söylendi.
Tom'un bütün istediği sekiz saatlik kesintisiz uykuydu.
Onun ölümünün 24 saati içinde onu yakarak kül haline getirdi.
Tom kesintili olarak saatlerce ağladı.
Bunu birkaç saat açık bırakıp alaca karanlıkta kontrol edeceğiz.
Bunu birkaç saatliğine bırakacağız ve alaca karanlıkta kontrol edeceğiz.
19. yüzyılda Batılılar haftada 60 saatten fazla çalışıyordu.
Her biri birkaç saat içerisinde 20 kilo bal kabağı yiyebilir.
Bizim tren deprem nedeniyle beş saat süreyle durdu.
Beş saat içinde sizin için silah alabilirim.
Ne kadar daha fazla saat çalışırsam, saatlik ücretim o kadar azalıyor.
Seninle tek başıma altı saat zaman geçireceğimi sanmıyorum.
Yaklaşık üç saat alacak.
Zürih'ten Boston'a uçmak sekiz saat sürer, ancak dönüş için sadece altı.
Birkaç saat süren yoğun dövüşlerde, birden fazla kez el değiştirdi.
Thomas A. Edison işini öylesine sever ki ortalama olarak 24 saatte 4 saatten daha az uyur.
Karım kısa süreli çalışıyor.