Translation of "Gitarze" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Gitarze" in a sentence and their turkish translations:

Gram na gitarze.

Gitar çalıyorum.

Umie grać na gitarze.

O gitar çalabilir.

Ona gra na gitarze.

O gitar çalar.

Tom gra na gitarze.

Tom gitar çalar.

On dobrze gra na gitarze.

O iyi gitar çalar.

On jest świetny na gitarze.

O, gitarda çok iyidir.

On często gra na gitarze.

O, sık sık gitar çalar.

Mój brat gra na gitarze.

Erkek kardeşim gitar çalar.

On bardzo lubi grać na gitarze.

Gitar çalmayı gerçekten sever.

On gra bardzo dobrze na gitarze.

O, çok iyi şekilde gitar çalar.

On nie umie grać na gitarze.

O, nasıl gitar çalacağını bilmiyor.

Mój ojciec uwielbia grać na gitarze.

Babam gitar çalmayı sever.

Próbowałeś zagrać tę piosenkę na gitarze?

O şarkıyı gitarında çalmayı denedin mi?

Gram na gitarze w wolnym czasie.

Boş zamanımda gitar çalarım.

Tom bardzo dobrze gra na gitarze.

Tom gitarda çok iyi.

Moim hobby jest gra na gitarze.

- Gitar çalmak benim hobim.
- Hobim gitar çalmaktır.

Czy ona umie grać na gitarze?

O gitar çalabilir mi?

Chcesz się nauczyć grać na gitarze?

Gitar çalmayı öğrenmek istiyor musun?

Chciałbym posłuchać jak grasz na gitarze.

Gitar çaldığını duymak istiyorum.

Chłopiec grający na gitarze to Ken.

Gitar çalan çocuk Ken'dir.

Pozwól mu zagrać na twojej gitarze.

Senin gitarını çalsın.

Próbowałem się nauczyć grać na gitarze.

Ben kendim gitar çalmayı öğrenmeye çalıştım.

Słyszałeś kiedykolwiek tę muzykę graną na gitarze?

Sen hiç gitarla çalınan o müziği duydun mu?

Ona grała na gitarze, a on śpiewał.

Gitar çaldı ve şarkı söyledi.

Moja starsza siostra gra dobrze na gitarze.

Ablam gitarı iyi çalar.

Z początku nie umiałem grać na gitarze.

En başta gitar çalamıyordum.

Ćwiczy grę na gitarze do późna w nocy.

O, gece geç saatlere kadar gitar çalma uygulaması yapar.

John grał na gitarze, a jego koledzy śpiewali.

John gitar çaldı ve arkadaşları seslendirdi.

Ten chłopak grający na gitarze jest moim bratem.

Gitar çalan çocuk benim erkek kardeşim.

Bardzo dobrze zagrał na gitarze w obecności swojego ojca.

O, babasının varlığında çok iyi gitar çalardı.

Chciałbym nauczyć się grać na fortepianie, gitarze lub flecie.

Piyano, gitar ya da flüt çalmayı öğrenmek isterim.

Ona śpiewa, on gra na gitarze, a my tańczymy.

Kadın şarkı söylüyor, adam gitar çalıyor, biz de dans ediyoruz.

Wiesz, jak się nazywa ten chłopak, który gra na gitarze?

Gitar çalan çocuğun adını biliyor musun?

Tom potrafi grać na harmonijce i gitarze w tym samym czasie.

Tom, armonika ve gitarı aynı anda çalabilir.

Nie tak dawno temu w ogóle nie byłam w stanie grać na gitarze.

Kısa süre önce hiç gitar çalamazdım.