Examples of using "łatwiej" in a sentence and their turkish translations:
O, düşündüğümden daha kolay.
- Lafla peynir gemisi yürümez.
- Söylemek yapmaktan kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.
Kalkış inişten daha kolaydır.
Zenginlerin daha zengin olması daha kolaydır.
Oksijenin difüzyonu ince zarlarda daha kolay gerçekleşir
Bir şeyi hatırlamak ne kadar kolaysa
Böylece kaktüsü çok daha kolay bir şekilde keseceğiz.
adınızı vurgular hâle getirdik ki görmek daha kolay olsun.
Bazen insanların ne yaptıklarını anlamak daha kolay,
Ve vücut uyum sağladıkça her şey daha da kolaylaşıyor.
İki kişi aynı siyasi davayı paylaşınca çift olmak daha kolay.
Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.
Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor.
Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.