Examples of using "존재를" in a sentence and their turkish translations:
O zamana kadar annem böyle biri olduğunu bilmiyordu.
Programcılar henüz dünya dışı varlıkları ortaya çıkarmadı.
Güneş sisteminde yeni bir gezegen olduğu tahmininde bulundular.
Nadiren görülürler. Varlıklarını çok az kişi bilir.
Üstünde yüzüp orada varlığını hissediyorum.
ama alt edilemeyecek canavarlar olduğunu düşünmüyorum.
Kendini küçücük bir çatlaktan sokabiliyor. Yengeç onu hisseder gibi oldu
Bütün bunlar kendimizden daha büyük bir gücü