Translation of "얼어붙은" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "얼어붙은" in a sentence and their turkish translations:

‎얼어붙은 왕국까지

...buz krallıklarına...

얼어붙은 호수에서는 조심해야 합니다

Donmuş bir göle çıkarken dikkatli olmalıyız.

‎저조도 카메라가 잡아낸 ‎얼어붙은 세상입니다

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.

이 구역 전체가 얼어붙은 호수 같습니다

Tüm bu bölge, donmuş bir göle benziyor.

얼어붙은 호수에 내려가 구멍을 파고 낚시를 해볼까요?

ve şuradaki donmuş göle gidip bir delik açarak balık avlamaya çalışırım.

아니면 애벌레를 이용해서 얼어붙은 호수에서 낚시를 해볼까요?

yoksa larvaları alıp donmuş gölde balık mı avlayalım?

‎울버린은 지구의 북쪽을 아우르는 ‎얼어붙은 땅에서 번성합니다

Volverinler, Dünya'nın üst kısımlarını çevreleyen donuk topraklarda boy gösterir.

‎얼어붙은 밤을 견뎌낸 ‎동물 모두에게 ‎더없이 반가운 변화입니다

Donuk geceden sağ çıkan tüm hayvanlar için müjdeli bir değişimdir bu.