Examples of using "언젠가는" in a sentence and their turkish translations:
Ama eninde sonunda,
ve bir gün tüm dünyaya yayılabilir.
"Şanslıysak belki bir gün" diye bir şey yok.
Şehirler, insanlar, mimari gelip geçer
Yani bu gibi siyasi partilerin savundukları fikirler, eninde sonunda