Translation of "사람들" in Turkish

0.023 sec.

Examples of using "사람들" in a sentence and their turkish translations:

사람들 사이에서 자유롭게 공유되었어요.

ve daha sonra atfettikleri daha yüksek gücü onurlandırmak için

사람들 중 한명일 것입니다.

ilk insanlardan biri olabilirim.

이 정책을 시행한 사람들

Politikayı uygulayan kişilerin

시민권을 위해 싸우는 사람들

İnsan hakları savunucuları,

육체노동을 하는 사람들 입니다.

veya doğal doğum yapmış insanlar.

사람들 앞에서 라이브 공연까지도 했습니다.

Hatta gerçek insanlara konser verdik.

아마도, 특히나 저와 같은 사람들

Hatta özellike benim gibi

그날 요세미티에서 대부분의 사람들 처럼

Parkta yürüyüş yapar gibi rahat ve doğal bir histi,

산소 호흡기에 의지하여 숨쉬는 사람들,

Nefes almak için ventilatörlere ihtiyacı olanlar için

치유가 "그 사람들"뿐만을 아니라,

iyileşme sadece "o insanlar" için değil.

이 사람들, 혁신가들과 앞선 주류들은

Ve bu kişiler, yenilikçiler ve erken kullanıcılar,

원래 이곳에 있지 않았던 사람들 말입니다.

burada olmaması gereken kişiyi tanımlamayı amaçlayan

"그 사람들 차도 없어요."라고 하길래

“Ulaşım imkânları yok.”

그것이 의미하는 바는.. 2.4억 명의 사람들.

Bu demek oluyor ki 240 milyon insan,

도시, 사람들, 건축은 왔다가 언젠가는 사라지지만

Şehirler, insanlar, mimari gelip geçer

사람들 사이에는 깊은 골이 있죠. 맞아요.

Tarih boyunca insanlar birbirlerinin kuyusunu kazdılar

군중 속에 있는 사람들과 배제된 사람들 중에서

hem de en önemlisi dışlananlar için

일하는 사람들 중 하나가 되었다는 사실이 좋았는데,

olmayı çok isterken, kar amacı gütmediğim

주변에서 "그 사람들 영어 못해요." 라고 말하길래

Birisi, “İngilizce bilmiyorlar,” dedi.

힌두쿠시 히말라야 지역에 살고 있는 수많은 사람들.

Hindukuş-Himalaya bölgesinde,

"감염됐음에도 증상이 없고 그 사실을 모르는 사람들,

"Enfekte olup bunu bilmeyenler ya da neredeyse hiçbir semptom göstermeyenler,

그리고 사람들 간의 상호작용 가능성은 아주 크게 열어둡니다.

ve konuklar arasındaki etkileşimin nasıl işleyeceğini şansa bırakır.

다른 사람들 또한 우리를 진지하게 봐주기를 기대한다는 것입니다.

ve insanların da bizi ciddiye almalarını bekliyoruz.

소위 전문가라는 사람들 중 절반은 틀린 소리를 하는겁니다.

Bu uzman addedilenlerin yarısı hatalı çıkacak.

그리고 그 결과와 함께 살아간 사람들 사이의 이야기를요.

ve sonuçlarıyla yaşayan insanların hikayeleri.

‎계산이 틀렸을 땐 ‎사람들 눈에 띌 만큼 큼직하죠

Beceremediklerinde de fark edilecek kadar büyükler.

그래도 제 삶은 다른 사람들 덕에 확실히 풍요로워졌습니다.

ama hayatın kesinlikle diğer insanlar tarafından zenginleşti.

제가 이 자리에 있기까지 자신을 드러내는 용기를 가졌던 사람들,

benden önce yaşamış olup hayatlarını kendi istediği gibi yaşamış

독감에 걸린 사람들 중 2%만이 입원할 필요가 있습니다.

Grip olanların sadece %2'sinin hastaneye yatırılması gerekir.

지금 TED에 와 있는데 천 명 정도 아는 사람들 모여있어.

ES: İşte buradayım, yakın dostlarımdan yaklaşık 1000 tanesiyle TED'de

이 변화를 진두지휘하고 있는 사람들 중 하나가 바로 크리스티나 부 입니다.

Buna öncülük edenlerden birisi Christina Bu.

‎충격 방지층이 있는 발 덕분에 ‎6톤짜리 수컷도 ‎사람들 모르게 활보할 수 있죠

Yumuşak tabanları sayesinde altı tonluk bir erkek bile fark edilmeyebilir.