Examples of using "시끄러운" in a sentence and their turkish translations:
Gürültücü yavrularla olmaz.
Sürekli tartışma yaratan bu grubun asıl derdi ilerleme fikrinin kendisi.
Ama en gürültülü olan her zaman en kırmızı olan değildir.
Size göre ben maç izlenen gürültülü bir barım,
...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.
Fakat yağmur ormanının gece gürültüsünde iletişim kurmak zor. Kolugo'nun buna çözümü daha çok yeni keşfedildi.