Examples of using "사실이" in a sentence and their turkish translations:
Bir hikâye gerçek değildir çünkü doğru olmayabilir.
Fakat bu doğru değil.
Sadece doğru olmamakla kalmıyor, tehlikeli de
Fakat gördüğümüz şey bu değil.
Fakat bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Elbette, her ikisi de doğru değildi.
Bu benim için çok güzel bir şey
yok olacağını düşünmek beni dehşete düşürdü.
olmayı çok isterken, kar amacı gütmediğim
Yani hoşuma gitsin ya da gitmesin
Ve o günden bugüne, dünya genelinde televizyon,
Fakat bu, doğru değil -- bu, bilimin hedeflediği bir şey bile değil.
Kim bilir daha ne sürprizler saklı...
Ancak, çoğumuz bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Ancak bugün gerçeğin farklı olduğunu biliyorum.
bu beni daha da meraklandırdı, onları daha fazla anlamak istedim.