Examples of using "냅니다" in a sentence and their turkish translations:
Çoğu ateş böceği ışığını açıp kapatır.
Erken uyarı borusu ötüyor.
Rakibi de çağrısına bir ek yapıyor.
Ateş böceği mürekkep balığı, fotofor adı verilen özel hücreleriyle kendi ışığını üretir.
Zihninizin her yönünü beyniniz yaratır.
fakat binlerce yıl içinde evrilen zehri yıkıcı etkilerinin anahtarıdır.
Sokulacak olursa ölebilir. Ama neyse ki arılar saldıramayacak kadar üşüyor.