Examples of using "치명적인" in a sentence and their turkish translations:
Bu kritik bir hataydı.
Ölümcül bir şekilde.
zehrin gücü ve hızlı harekete geçmesi,
Yani hepsi ölümcül birer ahtapot avcısı.
Zamanı hızlandırınca ölümcül sırları ortaya çıkıyor.
fakat binlerce yıl içinde evrilen zehri yıkıcı etkilerinin anahtarıdır.
Zehriyle başlayalım. Güçlü, hızlı harekete geçen, kanı sulandıran ölümcül bir karışım.
Vücudu, en ölümcül akrep toksinlerinin yarattığı acıyı bile bloke edebilir.
Kesinlikle çok dikkat edilmeli çünkü yarasalar tek ısırıkla ölümcül virüsler bulaştırabilirler.
Japonya'da birçok, Endonezya'da ise bir ölümden sorumlu bu ölümcül çiçeğin zehri kurbanını öldürmediği zaman bile