Examples of using "남자가" in a sentence and their turkish translations:
Erkeklerin kadınlardan fazla avantajı yoktu.
erkek olacağım bana söylendi.
Eğer beni o öldürmezse galiba bunu kendim yapacağım.
çünkü iyi bir erkek olmak istemiyorum.
Bu yalnızca erkeklerin kadınlar üzerindeki casusluğu değildi.
yüzlerce, binlerce kişiyi eğlendiren adama dönüşebilirdim.