Translation of "그렇다고" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "그렇다고" in a sentence and their turkish translations:

남학생보다 여학생이 더욱 그렇다고 합니다.

Bu, erkeklere oranla kızlarda daha fazla.

그렇다고 영원히 살고 싶지도 않습니다.

ama ölümsüz olmak istemiyorum.

그렇다고 현실 사이의 장벽으로 두지는 마세요.

Sadece bunu siz ve gerçekliğin arasındaki bir engel yapmayın.

버스 기사가 '터번쟁이'라 그렇다고 생각했다고 했죠.

bunun sebebi şoförün yabancı bir domuz olmasıymış.

그렇다고 자라고 있는 뇌만 탓할 순 없죠.

Bu yüzden tek sorumlu gelişmekte olan beyin değil.

그렇다고 해서 갑자기 주먹다짐을 하는 것도 아니에요.

ama aynı zamanda, tüm bu lafları bir kerede söylememek anlamına da gelir.

하지만 그렇다고 해서 완전하게 보호받을 수는 없습니다.

Fakat bu sizi güvende tutmaz

그렇다고 그 장치를 끄지는 않아요. 무례한 행동이니까요.

Onu kapatacak değilim, değil mi? Bu biraz kabalık olur.

‎그렇다고 해도 ‎겨우 얼어붙는 걸 ‎면할 정도입니다

Yine de sıcaklık donma noktasının sadece biraz üstünde.

그렇다고 이게 그냥 가만히 있는 게 아닙니다.

Ancak yalnızca sabit değil.

그렇다고 다른 지역 출신의 난민을 막지 않는다는 뜻은 아닙니다.

ama bu diğer mültecileri de etkiliyor.

더욱 혼란스러운 건 그렇다고 해서 우리가 더 안전해지는 게 아니란 거죠.

Şaşırtıcı olan şey ise bunun bizi daha güvenli kılmadığı.

하지만 그렇다고 파티에 온 사람들이 모두 나쁜 짓을 한다고 말할 순 없잖아요.

Ancak partideki herkesin en kötü davranan kişi olduğunu söyleyemezsiniz.

그렇다고 아시아 숲 지네가 늘 악당인 건 아닙니다 한의학에선 지네 독으로 발작과 피부병을 치료하죠

Asya orman kırkayağı zararlı olabilir, ama hepten kötü değildir. Zehri, Çin tıbbında nöbetleri ve cilt yaralarını iyileştirmek için kullanılır.