Examples of using "오래" in a sentence and their turkish translations:
Ya da ne kadar süre.
Açıklıkta ne kadar kalırsa...
Neyse ki bu durum çok uzun sürmedi
Burada ne kadar uzun süre kalırsam o kadar üşür
Bu kurdu çok uzun süre uzak tutamayız.
Fakat eğer orada uzun bir süre kalacaksanız, keşfe çıkın.
Ama çok uzun sürdüremiyor.
külotunuz ve sütyeniniz için ne kadar para harcadınız?"
Burada uzun süre kalmayacaklar
tekelde o kadar uzun süre tutunur.
zevk almaya yetecek kadar uzun süre çalışmış olduğumdan.
Umarım çok uzun yaşarım.
Sürdürülemez.
Ebabiller güçleri yettiğince havada döner.
Nefesini daha uzun süre tutabilir hâle geliyorsun.
çünkü kartı diğerlerinden birazcık daha uzun gösteriyorum.
ama kızlardan biri diğerinin daha fazla masaj yaptığını hissetti.
Ama aslında sadece kazıyoruz, ellerinizi kullanırsanız uzun sürmeyecektir.
Bakın ne diyeceğim, uzun süre yerin altında kalma konusunda pek iyi değilim.
Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.
Tamam, bu kötü bir fikirdi. Pamuk çok uzun süre iyi yanmıyor.
uzun dönem sağ kalma şansımın yüzde 35 olduğunu söylediler.
Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.
ve hızlı hareket edip zekice seçimler yapmazsak çok fazla dayanamayız.
Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.
Hava şimdiden ısınıyor ve burada çok uzun süre hayatta kalamayız.
Fabrika o kadar eskiydi ki sahipleri fabrikanın değersiz olduğunu düşünüyordu.
Burası oldukça ürkütücü ve burada olmamız gerektiğinden daha fazla kalmamalıyız.
Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.
ve burada çok uzun süre hayatta kalamayız. Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız.