Examples of using "스스로" in a sentence and their turkish translations:
Kendinize şunu sorun:
Başka birinin bu yeri almasına izin vermeyin.
kendini gerçekleştirmişti.
Bu medeniyet kendini kopyalayan uzay araçları programlayarak
Kendi ışıklarını üretir, denizleri aydınlatırlar.
dayanıklı insanlar kendilerine
"Kaderimizi kendimiz yönetebiliriz." düşüncesi
Kendimi bu ikiyüzlülük anlarında yakaladığımda
50 yıllık ırkçı yasayı mümkün kılan bir inkâr.
İnsanın kendini dövesi geliyor yani...
Yine de bu kadın kendi kendine okumayı ve yazmayı öğrenmiş
işitmenize zarar verecek bir şey yaptığınızdan emin olabilirsiniz,
sözde ''kötü duygular''a sahip olduğumuz için kendimizi yargıladığımızı
düşünce ve öğrenme alışkanlıklarını aşılamak,
Bir fotoğrafçı olarak gerçekten kendimi bu konuda kontrol etmeliyim.
kendi kaderine karar verebilen tek tür biziz.
deyip kendimi parçalamaya devam edebilirdim.
ve kendisinin de beklediği şekilde artık üretken değilse,
gösteren bu günlerde pek çok geçerli kaygı var.
Değerimizin ve bilincimizin önemsizliği.
Ama burada, yaşayanların arasında, bir sahtekar gibi hissettim,
Birkaç yıl sonra, hayatımda bazı şeyleri kontrole almayı başardım.
Bazıları büyüleyici bir yardım çağrısında bulunur. Biyolüminans özelliği olan mantarlar kendi ışıklarını saçar.