Translation of "‎갑자기" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "‎갑자기" in a sentence and their turkish translations:

‎갑자기

Birdenbire,

‎그런데 갑자기...

Ve sonra aniden…

갑자기 오싹하는 느낌이 들었습니다.

Ürperdim.

그냥 갑자기 무모해지는 걸까요?

Birden pervasız mı oluveriyorlar

갑자기 건망증이 찾아오기도 하고

aniden hafıza kaybı yaşıyor gibiyiz.

갑자기 발명품이 우후죽순으로 생겨난게 아닙니다.

Birden daha keşifçi bir hâl almadık.

그런데 갑자기 이상한 문제를 내셨습니다.

Sonra tuzak soruyu sordu:

갑자기 모든 것이 엄청 분명해졌죠.

ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu

‎갑자기 렌즈가 떨어지자 ‎문어가 움찔하더니

ve hızlıca düşen lens hayvanı ürküttü.

하지만 사할린은 1945년 갑자기 소비에트군이 쳐들어와

Ama 1945'te Karafuto, aniden Sovyet askerlerinin saldırısına uğramış,

갑자기 제가 아이를 잃은 엄마가 된겁니다.

aniden yas tutan bir anne oluyorum.

그리고 우리는 갑자기 자크를 갖게 됐어요

Sonra birdenbire bir Zach'imiz oldu.

할머니는 갑자기 저에게 남자친구가 있는지 물으셨죠.

erkek arkadaşım olup olmadığını sordu.

갑자기 축구공이 마치 슬로우 모션으로 보였고

Top aniden ağır çekimde göründü

‎하지만 보름달 아래에서도 ‎행운은 갑자기 찾아옵니다

Fakat dolunay varken bile... ...talih birden dönebilir.

파리의 모든 사람들이 갑자기 왕정복고주의자가 되었다.

Paris'teki herkes aniden bir kraliyetçiydi, bir kez daha.

‎문어가 갑자기 ‎수면으로 팔을 쫙 뻗더라고요

Birdenbire, yüzeye doğru uzandı.

지방 덩어리의 기름이 갑자기 물에 섞입니다.

Ve yağ bir anda çözünür ve suya karışır.

수니와 시아파 군대는 갑자기 전국에서 튀어나왔다.

Ülkede birden, Sünni ve Şii gruplar peyda oldu.

갑자기 로프가 끊기는 거예요 거기서 떨어지면 죽습니다!

kayanın halatı bir anda koparması. O zaman bu bir ölüm düşüşü olur!

그렇다고 해서 갑자기 주먹다짐을 하는 것도 아니에요.

ama aynı zamanda, tüm bu lafları bir kerede söylememek anlamına da gelir.

하지만 그는 갑자기 대화창에 가로줄을 남발하기 시작했습니다.

ama sonradan sohbette sürekli uzun çizgiler yollamaya başladı

‎몰려드는 구름이 갑자기 ‎사바나를 어둠 속에 빠뜨리죠

Bulut geliyor ve savan bir kez daha karanlığa gömülüyor.

‎큰 상어가 문어에게 갑자기 ‎달려들던 장면이 생생해요

Devasa bir köpek balığı aniden yanına yaklaştı.

학생들은 갑자기 집에 온 것 같은 기분을 느낍니다.

ve ansızın evlerini görmeye başlıyorlar.

갑자기 제가 전문적인 조언을 받아야 할 사람이 된 거예요.

Aniden, tüm bu uzman tavsiyelerinin ucundaki kişi ben oldum.

거의 다 왔다고 생각했는데 가까이 가면 갑자기 뭐랄까... 또 멀어집니다

Burada olduğunu sanıyordum ama buraya gelince de daha uzakta gibi görünüyor.

그러다 갑자기 아시아의 유일한 유인원인 녀석이 작가와 가이드에게 나뭇가지를 쏘기 시작했습니다

Asya'nın hayatta kalan birkaç büyük maymunundan biri, birden Scourfield ve rehberine dal fırlatmaya başladı.