Translation of "うん。" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "うん。" in a sentence and their turkish translations:

うん。

Evet.

うん、君は?

İyiyim. Ya sen?

違うんだ。

- Yanlış.
- Düzmece.
- Sahte.

- 違うんだ。
- ブッブー!

- Yanlış.
- Hatalı.

うん、行くよ、ボブ。

Evet, Bob, geleceğiz.

こう思うんです

Anlarsınız ya,

丸石を使うんだ

Küçük bir taş alıyorlar.

うんと言ってよ。

Sadece evet de.

- 「美味しい?」「うん、美味しいよ」
- 「おいしい?」「うん、おいしい」

"Tadı iyi mi?" " Evet, iyi."

もう うんざりだ と

Artık yetmişti.

もううんざりでした

O noktada, canıma tek etmişti.

もうハンバーガーはうんざりだ。

Hamburgerlerden bıkıp usandım.

明日、携帯買うんだよ。

Yarın bir cep telefonu satın alacağım.

彼女にはうんざりだ。

Ondan bıktım.

今日はうんと働いた。

Bugün çok çalıştım.

うん、いい考えがある。

Evet, iyi bir fikrim var.

辞書を買うんですか?

- Sözlük mü alacaksın?
- Sözlük mü satın alacaksınız?

- はい。
- うん。
- ええ。
- そう。
- イエス。

Evet.

飛行機へ向かうんだな

Pekâlâ, enkaza doğru mu gitmek istiyorsunuz?

俺はお前とは違うんだ。

- Ben sana benzemem.
- Ben senin gibi değilim

トムは吃音しちゃうんだ。

Tom kekeleyerek konuşuyor.

- はい。
- うん。
- ええ。
- そうです。

Evet.

トムにはもううんざりだ。

Onu Tom'la birlikte aldım.

車を買おうと思うんだ。

Bir araba alacağım.

「おいしい?」「うん、おいしい」

"Tadı güzel mi?" "Evet, iyi."

私は英語にうんざりだ。

İngilizceden bıktım!

破傷風で手足を失うんだ

ve insanlar tetanos yüzünden uzuvlarını kaybediyorlar.

メキシコのランナーが 使うんだ タラフマラ族さ

ve bu, Tara Humara Kabilesi denen Meksikalı koşucuların susuzluk hislerini azaltmak için

君の文句にはうんざりだ。

Ben, şikâyetinden bıktım.

薬はどこで貰うんですか。

İlacı nereden satın alabilirim?

彼の説教にはうんざりだ。

Onun bana nutuk atmasından usandım.

これね、私のだと思うんだ。

Sanırım bu bana ait.

彼の態度にはうんざりだ。

Tavrı beni tiksindiriyor.

トムはお前とは違うんだよ。

Tom senin gibi değil.

あの子にはうんざりする。

Çocuk bir baş belasıdır.

う~ん、動機がないんだよな。

Hayır, onun bir güdüsü yok.

私、早口だったと思うんだ。

Sanırım fazla hızlı biçimde konuştum.

自信を失ってしまうんです

öz güvenlerini kaybederler.

ほんと彼にはうんざりだわ!

O gerçekten beni bıktırıyor.

彼の話にはうんざりですよ。

Onun hikayesinden bıktım ve yoruldum.

彼の長話に皆うんざりした。

Onun uzun konuşması herkesi sıktı.

- はい。
- うん。
- ええ。
- そうです。
- そう。

Evet.

これにはうんざりしている。

- Bundan bıktım.
- Bıktım bundan.
- Bundan gına geldi.

このネクタイを買おうと思うんだ。

Sanırım bu kravatı alacağım.

うん、僕たち、幼馴染みなんだ。

Evet, biz çocukluğumuzdan beri arkadaşız.

うん、私はたぶん家にいるわ。

Oh, ben muhtemelen sadece evde kalacağım.

- 普段は現金じゃなくてクレカを使うんだ。
- 普段は現金じゃなくてクレジットカードを使うんだ。

Genellikle nakit yerine kredi kartı kullanırım.

責任者に会わせろと言うんだ」

ve bir müdür görmek istediğini söylüyorsun.

毎日働く時間帯が違うんです。

Her gün farklı saatler çalışırım.

彼は今日はうんと顔色がよい。

O, bugün çok daha iyi görünüyor.

- 元気ですよ。あなたは?
- うん、君は?

İyiyim. Ya sen?

この雨の天候にはうんざりだ。

- Bu havadan bıktım.
- Bu havadan bıktım usandım.

う〜ん、どっか勘違いしてるかな?

Um. ben bir şekilde yanılıyor muyum?

「今日ほんと暑いね」「うん、暑いね」

"Bugün gerçekten sıcak, değil mi?" "Evet kesinlikle sıcak."

私は仕事にうんざりしていた。

Ben işten usandım.

うん、僕もその通りだと思うよ。

Mm- hm. Ben de öyle düşünüyorum.

彼の長い演説にはうんざりだ。

Onun uzun konuşmasını dinlemekten usandım.

みんな僕のこと悪く言うんだ。

Herkes beni küçümsüyor.

時間の無駄だと思うんだけど。

Onun zaman kaybı olduğunu düşünüyorum.

私は彼の演説にうんざりした。

Onun konuşmasından dolayı sıkıldım.

トムならできると思うんだけど。

Tom'un bunu yapabileceğini düşündüm.

「お腹空いてる?」「ううん、あんまり」

"Aç mısın?" "Hayır, pek değil."

うんとお金があればいいのに。

Keşke çok param olsa.

トムがさ、憂鬱だって言うんだよ。

Tom bunalımlı olduğunu söylüyor.

- 違うんだ。
- いいえ。
- 違います。
- 違う。

Hayır.

トムは成功しないと思うんだよ。

Tom'un başarılı olacağını sanmıyorum.

- 英語にはうんざりだよ。
- 私は英語に飽き飽きしている。
- 私は英語にうんざりだ。

- İngilizceden usandım.
- İngilizceden bıktım!

- この雨天にはうんざりしている。
- この雨の天気にはうんざりだ。
- この悪天候にはうんざりだ。
- こんな雨ばっかりで嫌になっちゃう。

Bu yağışlı havadan usandım.

- 毎日同じもの食べるのはうんざりだ。
- 毎日同じものじゃぁ、うんざりしちゃうよ。

Her gün aynı şeyi yemekten usandım.

あなたにやれると 思うんですか?」

Sen kim oluyorsun da işi yürütebileceksin?”

西は巨岩のほうだと 思うんだな

Demek batının bu tarafta, kayalıklara doğru olduğunu düşünüyorsunuz?

君の不平不満にはうんざりだよ。

Ben senin şikâyetlerinden usandım.

彼は金がうんとあって使えない。

Kullanabileceğinden daha çok parası var.

彼はどうしてもうんと言わない。

O evet demeyecek.

うんざりするのにももう疲れた。

Hasta ve yorgun olmaktan bıktım.

「また来るね」「うん、楽しみにしてる」

"Tekrar geleceğim." "Evet, sabırsızlıkla bekliyorum."

「彼女いないの?」「うん」「じゃあ彼氏は?」

"Kız arkadaşın yok mu?" "Hayır" "Peki ya erkek arkadaşın?"

ううん、もういいよ。お腹いっぱい。

Yok, yeter. Doydum.

この雨模様の天気はうんざりだ。

Bu yağışlı havadan bıktım.

「お茶でも入れようか?」「うん、お願い」

"Biraz çay ister misiniz?" "Evet, lütfen."

政治の腐敗にはうんざりですね。

Siyası yolsuzluktantan bıkıp usandık.

じゃあどうしろって言うんだよ。

- O zaman ne yapmamı önerirsiniz?
- O zaman ne yapmamı önerirsin?
- Öyleyse ne yapmamı önerirsiniz?
- Öyleyse ne yapmamı önerirsin?
- Öyleyse ne yapmamı tavsiye edersin?
- Öyleyse ne yapmamı tavsiye edersiniz?

トムってよく独り言を言うんだよ。

Tom sık sık kendi kendine konuşur.

それは問題ないと思うんだよね。

Ben bunun bir sorun olduğunu sanmıyorum.

バスの切符はどこで買うんですか?

Otobüs biletlerini nereden satın alıyorsun?

君の名前は?僕は「パウロ」っていうんだ。

- Adın? Ben Paulo'yum.
- Adın? Ben Paulo.

ジャックの旅行の話にはうんざりする。

Jack gezisi hakkındaki hikayeleri ile beni sıkıyor.

彼女と話をするのはうんざりだ。

Ben onunla konuşmaktan bıktım.

君が迷うんじゃないかと心配だ。

Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.

それはトムでもできると思うんだ。

Sanırım onu Tom bile yapabilir.