Examples of using "Ovviamente" in a sentence and their turkish translations:
Belli ki sarhoşsun.
Sen belli ki hastasın.
Belli ki sen yardım istiyorsun.
Haklısın, tabii ki.
Elbette gideceğim.
Belli ki, o hasta.
Tabii ki endişelendim.
Elbette bilebiliriz.
O açıkça mahvoldu.
Elbette yardım edeceğim.
Bu açıkça sahte.
Açıkçası Tom seni seviyor.
- Tabii ki anlıyorsun.
- Tabii ki anlıyorsunuz.
Belli ki yalan söylüyor.
Açıkçası o hatalı.
O belli ki sarhoş.
O belli ki sarhoş.
Tabii ki onlar haklı.
Açıkçası o yalan söylüyor!
Belli ki çok şaşkındım.
Açıkçası bir şakaydı.
Elbette bu doğru değil.
Tom apaçık hastaydı.
Tom açıkça meşgul.
Tom açıkçası bir aptal.
Sen belli ki çok iyi formdasın.
Belli ki çok mutlu değilsin.
Bir şey apaçık yanlış.
Tom elbette hatalıydı.
Tabii ki Tom için oy vereceğim.
Tabii ki, bu saçmalık.
Tabii ki bu o.
Bu tabii ki yanlıştı.
"Asla!" "Tabii ki, hayır."
Tabii ki onu seviyorum!
Tabii ki onlar faşistler.
Açıkçası gitme zamanı.
Tom'un açıkçası şüpheleri var.
Tom açıkçası çok meşgul.
Tom açıkça onu almaz.
Elbette anlıyorum.
Sen belli ki Tom'u çok iyi tanımıyorsun.
Açıkçası köpeklerim sizi koruyacaktır!
Belli ki o elbiseyi satın almak istiyorsun.
Belli ki içki içiyor olmak için çok gençsin.
Tom açıkça yalan söylüyor.
Elbette bu doğru değil.
Tom açıkçası korkuyor.
- Tom açıkçası kızgındı.
- Tom belli ki kızgındı.
Tom açıkçası hayal kırıklığına uğradı.
Tom açıkçası mutsuzdu.
Tom açıkça bitkin.
Tom belli ki kızgın.
O bir yalan, elbette.
O bir yalandı, elbette.
Tom belli ki endişeliydi.
Tom açıkça yalan söylüyordu.
Açıkçası, bir sorun var.
Elbette ona söylemedim.
Tom açıkça hasta.
Belli ki biri yalan söylüyor.
Tom'un acı içinde olduğu belliydi.
Biz açıkça çok hayal kırıklığına uğradık.
Tom açıkçası etkilendi.
Tom belli ki mutlu.
Bu açıkça bir blöf.
O açıkça gitmek istiyor.
Elbette, Tom'a söyleyemem.
Kağıt üzerinde daha iyiydim tabii ki:
Elbette pek çok çözüm denendi --
Taramasını aldı, tabii ki.
Tabii ki güç tatlıydı.
Görünüşe göre, soru beklenmiyordu.
Tom belli ki bir acemi.
Tom belli ki iyi vakit geçiriyor.
Belli ki Tom'un başı dertte.
Tom açıkçası çok sinirli.
Elbette o testi geçti.
Tom açıkçası çok kızgın.
Tom açıkçası etkilenmemişti.
O belli ki bir kaza değildi.
Tom, şüphesiz, çok yorgundu.
Tom açıkçası bilmiyor.
Belli ki Tom ilgilenmiyor.
Onlar kuşkusuz iyi bir takım.
Tom açıkçası mutlu değildi.
Tom açıkçası çok popüler.
O, İngilizce konuşabilir, elbette.
Tom, elbette geç kalmıştı.
Tom açıkçası işinden bıkmış.
Yarın bir piknik yapacağız, hava müsait olursa, elbette.
"Beni seviyor musun?" "Tabii ki seviyorum."
Açıkçası , o, o tür bir insan değil.
İşimizi finanse etmelerini istiyorum, yapıyorum da.
Dr. King'in babası tabii ki