Examples of using "Gliel'ho" in a sentence and their turkish translations:
Bunu ona söyledim.
Ona onu açıkladım.
Ona onu söyledim.
Ben onu ona verdim.
Ona asla söylemedim.
Ona zaten söyledim.
Ona sormadım.
Ona söyledim.
Elbette ona söylemedim.
Ona söz verdim.
Ona yazdım.
Ben ona söylediğimde o şaşırmış görünüyordu.
Ona söylediğimde Tom şaşırdı.
Ona söylemek zorundaydım.
Tom ona bu konudan bahsettiğimde şaşırmış gibi görünüyordu.
Onu sana verdim mi?
Dün onu ona verdim.
Doğrudan ona sordum.
Ona söylemedim.
Sana onu söyledim.
Ona söylemedim.
Elbette, ben ona söyledim.
Ona kendim söyledim.
Ona onu zaten söyledim.
Ben ona sormadım.
- Onu ona önerdim.
- Ona önerdim.
Onu sana vermedim.
Dün onu sana verdim.
Hâlâ ona söylemedim.
Onu ona asla söylemedim.
Henüz ona sormadım.
Onu sana daha önce söyledim.
Sana zaten söyledim.
- Kesinlikle bunu sana söyledim!
- Kesinlikle bunu size söyledim!
Sana onu sormadım.
Onu zaten söyledim mi?
- Tom, ona anlattığım zaman ağlamıştı.
- Tom'a söylediğimde ağladı.
Ben asla onu sana söylemedim.
Onu size daha önce söyledim, değil mi?
Sana onu söylemedik.
Bunu ona vermedim.
Geçen hafta onu seninle tanıştırmıştım.
Ben zaten bunu sana iki kez açıkladım.
Sadece sana söyledim. Sağır mısın?
Onu ona söylemedim.
Onun işe yaramadığını sana söyledim.
Sana çıkacağımı söyledim.
Sana bunun işe yarayacağını söyledim.
Bunu sana üç hafta önce söyledim.
Sana onun benimki olmadığını söyledim.
Sana Tom'un hazır olduğunu söyledim.
Bunun o olmadığını sana söyledim.
Bunun o olmadığını sana söyledim.
Bunun bir sahtekarlık olduğunu sana söyledim.
Onun burada olmadığını zaten sana söylemiştim.
Sana hiç kahve istemediğimi söyledim.
Bir parti istemediğimi sana söyledim.
Sana tekrar karşılaşacağımızı söyledim.
Tom'un geç kalacağını sana söyledim.
İlgilenmediğini düşündüğüm için sana söylemedim.
Buna sahip olduğumu sana söyledim mi?
Sana söyledim, aç değilim.