Examples of using "Gioco" in a sentence and their turkish translations:
Bu oyunu oynamam.
Bu oyunu biliyor musun?
Futbol oynarım.
O sadece bir oyun.
Hangi oyunu seçtin?
Oyun oynayacağız.
Ben futbol oynarım.
Tenis oynarım.
Duvar tenisi oynarım.
Ben hokey oynarım.
Ben lakros oynuyorum.
O sadece bir oyun.
Ben genellikle tenis oynarım.
Ne tür oyun oynuyorsun?
Yarın oyununu kontrol edeceğim.
Bu sadece bir oyun.
Bilardo oynamam.
Bu bir oyun değil.
Golf oynamam.
- İskambil oynamam.
- Ben iskambil oynamam.
Onlar bir oyun oynuyorlar.
O bu oyunu beğenecek.
Artık kumar oynamam.
Bu oyunu bilmiyorum.
Sık sık voleybol oynarım.
Ben voleybol oynamam.
Ben futbol oynamam.
- Benimle dalga geçme.
- Benimle alay etme.
O oyunu beğenmedim.
Tom'la basketbol oynarım.
Onunla basketbol oynarım.
Onunla basketbol oynarım.
Onunla oynarım.
Bu oyundan nefret ediyorum.
O bir oyundu.
Tenis oynarım.
Bir oyun oynayacağım.
- Onunla alay etme.
- Onunla dalga geçme.
Onunla alay etme.
Tom'la alay etme.
Oyun nasıl oynanır bana anlat.
- Onlar Mary ile alay ettiler.
- Onlar Mary ile alay etti.
Her Pazar tenis oynarım.
Aşk sizin için sadece bir oyun mu?
Onunla alay etmemelisin.
Benimle alay mı ediyorsunuz?
Ben oyunu kolay buldum.
Bu oyunu yine oynayalım.
Beyzbol oynarım.
O bu oyunu sevmez.
Tom bana bu oyunu verdi.
Onlarla basketbol oynarım.
Bu bir kelime oyunudur.
Basketbol oyununu seviyorum.
Artık satranç oynamıyorum.
Artık golf oynamıyorum.
Japon satrancı oynamaya düşkünüm.
Bu, bir oyun değil.
Ben çok voleybol oynarım.
Oyun zamanı!
Ben tenisinde iyiyim.
O bizim için bir oyun gibi görünüyordu.
O benim için bir oyun gibi görünüyordu.
Bu oyun kolay.
Bu oyun harika!
O bir eğlence oyunuydu.
Yarın tenis oynayacağım.
Benimle alay etmekten vazgeç!
Onlar benim aksanımla dalga geçtiler.
Oyunlar oynamam.
Favori oyunun hangisidir?
Tom seninle dalga geçiyor.
Ben hemen hemen her gün futbol oynarım.
Her gün futbol oynarım.
Tom'la dalga geçmeyeceğim.
- Tom, Mary ile alay etti.
- Tom, Mary ile dalga geçti.
Sık sık Tom'la tenis oynarım.
Artık sık sık golf oynamak istemiyorum.
Herkes benimle alay etti.
Oyunu piyasaya sürdüğümüzde
Tom oyunda kaybetti.
Oyun çok uzun sürdü.
Herkes aşk oyununu oynar.
Bu bir oyun değil.
Seksek oynayalım.
Bu oyunu hatırlıyor musun?
Oyunu durdur.
O, ne tür bir oyundur?
Tom bu oyunu seviyor.
Tehlikede olan hayatlar vardır.
Tom'a bir oyun gibi görünüyordu.
Hayır, fakat tenis oynarım.
Hissede büyük kârlar var.
Ben de tenis oynarım.
Artık video oyunları oynamıyorum.