Examples of using "Giocano" in a sentence and their turkish translations:
Onlar basketbol oynar.
Onlar ne zaman futbol oynar?
Bazı delikanlılar tenis oynar diğerleri futbol.
Onlar birlikte çok oynarlar.
Herkes aşk oyununu oynar.
Arkadaşlarım tenis oynamazlar.
Onlar her boş zamanlarında briç oynarlar.
Çocuklar oyuncakları ile oynarlar.
Oğlanlar ve kızlar bahçede oynuyorlar.
Bahçede oynuyorlar.
Çocuklar bloklarla oynarlar.
- Onlar satranç oynuyorlar.
- Onlar satranç oynuyor.
- Satranç oynuyorlar.
aklınızla sürekli oynuyorlar,
Tom ve Mary sık sık bilardo oynarlar.
Tom ve Mary bir video oyunu oynuyor.
Tom ve Mary birlikte golf oynarlar.
Bayanlar da topla oynar.
Ne annem ne de babam golf oynar.
Çocuklar her gün bu parkta oynarlar.
- Tom ve Mary sık sık birlikte kağıt oynarlar.
- Tom ve Mary sık sık birlikte iskambil oynarlar.
Yeryüzünde 2,3 milyar insan video oyunları oynuyor.
Bingo oynamak nine işidir.
Onlar kart oynarken ayçiçeği çekirdeği yiyorlar.
Kızlar koşup oynuyorlar.
Sorular ve cevaplar etkileşimde büyük bir rol oynarlar.
Tom ve Mary Cumartesi sabahı her zaman tenis oynarlar.
Tom ve arkadaşları neredeyse her cuma gecesi poker oynar.
Tom diğer insanların tenis oynamalarını izlemekten hoşlanır.
Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
Tom ve Mary oturma odasında iskambil oynuyorlar.
Amerika Birleşik Devletleri'nde insanlar mahjong'un farklı bir sürümünü oynarlar.