Examples of using "Esce" in a sentence and their turkish translations:
Tom bu akşam dışarı çıkmıyor.
O pazar günü nadiren dışarı çıkar.
O, Mary ile sık sık buluşur.
O, pazar günleri nadiren dışarı çıkar.
Sık sık içmek için dışarı gidiyor.
Tom sık sık dışarı çıkıyor mu?
Bu gece çıkıp çıkmayacağını Trang'e sor.
volkanlardan çıkıyor?
Tom çok çıkmaz.
O nadiren dışarı gider.
Tom geceleri asla dışarı çıkmaz.
Karanlıktan sonra o asla dışarı çıkmaz.
Bu akşam dışarı çıkıp çıkmayacağını Trang'e sor.
Duştan su akmıyor.
"Süperman" bu ay sinemada oynuyor.
Yeni romanı ne zaman çıkacak.
Marika artık benimle çıkmıyor.
Tom beşte işten ayrılır.
Tom Mary ile bu öğleden sonra dışarı çıkıyor.
- Tom artık Mary ile takılmıyor.
- Tom artık Mary'yle takılmıyor.
Sonra da bunu döküp dışarı çıkmasını bekleyeceğiz.
Dergi haftada bir kez çıkar.
Bir saat içinde çocuğum okuldan geliyor.
Mary'nin kimle çıktığı Tom'un umurunda değil.
Ne sıklıkla dışarı çıkarsın?
bu derinden gömülü okyanusik tektonik tabaka olan
Tom her sabah duştan çıkar çıkmaz tıraş olur.
Tom asla telefonu olmadan evden ayrılmaz.
- Şimdi kiminle dışarı çıkıyorsun?
- Bu aralar kiminle flört ediyorsun?
- Şu aralar kiminle takılıyorsun?
- Şimdi kiminle çıkıyorsun?
Neden Tom'la takılmıyorsun?
- Çıkarken kapıyı kapat.
- Giderken kapıyı kapat.
Ofisten saat kaçta çıkıyorsun?
Onun liseden beri çıktığı bir erkek arkadaşı var, fakat o ilişkilerinin durgunlaştığını hissediyor, bu yüzden memnun oldu.
Onun liseden beri çıktığı bir erkek arkadaşı var ama o onların ilişkilerinin tekdüze olduğunu hissediyor, bu yüzden o hoşnutsuz oldu.
Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.
Dışarı çıkarken kapıyı kilitleyin.