Examples of using "Dozzine" in a sentence and their turkish translations:
Oraya defalarca gittim.
İki düzine kalem satın aldım.
Otoparka yüzlerce araba park edildi.
Onlarca genç insan gösteriye katıldı.
Onun Japonya hakkında düzinelerce kitabı var.
Bahçede onlarca ağaç var.
Yumurtalar düzine ile satılırlar.
Korkunç kazada düzinelerle insan yaralandı.
onlarca milyar pazar geliri sağladığım
Sadece üç düzine kurabiye yaptım.
Tom üç düzine kurabiye pişirdi.
Bir şeyi düzineyle sipariş etmek daha ucuzdur.
Ama lütfen, bunu sayısız iş yürütmüş birinden duyun:
Düzinelerce türden yüzlerce kurbağa çiftleşmek için bir araya gelir.
Pek çoğunuz gibi benim de telefonumda düzinelerce uygulama var,
Dev bir sincap ağzını her seferinde düzinelerce küçük incir tohumuyla dolduruyor.