Examples of using "Bel" in a sentence and their turkish translations:
Güzel atış!
İsminiz çok güzelmiş.
Güzel bir köpeğin var.
Güzel bir tebessümün var.
İyi işti.
Bu iyi bir buluş oldu. Tamam.
İyi iş!
Güzel elbise.
Güzel popo!
Ne güzel bir bahçen var!
O güzel bir elbise.
Güzel bir elbise giydim.
Güzel bir gülümsemesi vardı.
Gerçekten güzel bir gülümsemen var.
Tamam, iyi iş. Aferin.
Bu iyi bir buluş oldu. Tamam. Güzel.
Ne güzel bir çiçek!
Ne güzel bir bahçe.
Ne güzel bir yer!
- Ne güzel bir kampüs!
- Ne güzel bir yerleşke!
Ne güzel bir düşünce!
Ne güzel bir isim!
Güzel hava, değil mi?
Ne güzel bir hava!
Ne güzel bir gün batımı.
Ne güzel bir kazak!
Güzel iş, Jim.
Dün hava hoştu.
Tom yakışıklı bir genç adam.
Güzel bir restorana gittik.
O, bana güzel bir ceket satın aldı.
O bana hoş bir hediye verdi.
O, bize güzel bir şapka gösterdi.
Sumo hakkında bayağı çok şey biliyorsun.
Yarın havanın iyi olacağını düşünüyor musun?
Size verecek hoş bir hediyem var.
Onun birkaç güzel antika mobilyası var.
Tom güzel bir iş yaptı.
O gerçekten iyi bir tablo.
O ona güzel bir hediye verdi.
Güzel hediye için ona teşekkür ettim.
O güzel bir ülkedir.
İyi hava devam edecek.
Ay! Ne güzel bir çiçek!
O güzel bir bilezik.
O güzel bir isim.
O güzel bir düşünce.
Güzel bir gün batımı değil mi?
Şu yakışıklı çocuğa bak.
Bu güzel bir çiçek.
Bu güzel bir tablo.
Güzel bir konuşmaydı.
O, güzel bir iştir.
Güzel bir kitap daha iyi olurdu!
Bugün hava çok güzel.
Bu güzel bir değişiklik.
Bu hoş bir renk.
Güzel bir gülüşün var.
Haydi derin nefes alalım,
Sen yakışıklı bir adamsın.
- İyi iş!
- İyi iş çıkardın!
Güzel hava, değil mi?
Güzel manzaranın bir fotoğrafını çekti.
Kız kardeşimin hoş bir piyanosu var.
Onun güzel bir gülümsemesi olduğunu düşünüyorum.
Bir şeyin ortasındaydım.
Biz bir süredir bekliyoruz.
Tom uzun bir süre bekledi.
Tom bana hoş bir hediye verdi.
Bu çok iyi ve besleyici bir yemek.
Bunu doğanın verdiği güzel bir döşek gibi yapacağız.
Bu harika bir buluş.
Gökyüzü güzel hava vaadediyor.
O güzel bir şapka takıyor.
Tom'un güzel bir bahçesi var.
Ben yakışıklı değilim.
Bu harika bir kıyafet.
Günaydın. Bugün hava güzel.
O güzel bir şapka giydi.
Tom yakışıklı bir adam.
Güzel bir restoran buldum.
O, güzel bir geziydi.
İtalya güzel bir ülkedir.
Güzel bir gezi miydi?
Susie'nin güzel bir gülümsemesi var.
Bu ne güzel bir çiçek!
Tom'un hoş bir gülümsemesi var.
- Tom'un güzel bir gülümsemesi vardı.
- Tom'un güzel bir gülüşü vardı.
O, gecenin ortasında uyandı.
Bana hoş bir gülümsemem olduğunu söyledi.
Mary yakışıklı, genç bir adama aşık oldu.
Sanırım Tom hoş bir isim.
Tom fen dersinde iyi bir not aldı.