Examples of using "Szobába" in a sentence and their turkish translations:
Onun odaya girişini gördüm.
O, odaya geldi.
O odaya girdi.
Onlar odaya girdiler.
Mayuko odaya girdi.
Tom odaya hücum etti.
Tom odaya geldi.
Tom aceleyle odaya girdi.
Odaya geri dön.
Tom ilk olarak odaya gitti.
Odaya girdiğimde, piyano çalıyordu.
Bebek, sürünerek odaya girdi.
Onun odaya girdiğini gördüm.
Onun odaya girdiğini gördüm.
Onun babası odaya girdi.
Küçük odaya sıkıştırıldık.
Parlayan gözleriyle odaya girdi.
Oda için yeni bir halı almak zorundayım.
Tom odaya giren ilk kişiydi.
O odaya girmeyin.
O odaya giremezsin.
- O odaya girme iznim yoktu.
- O odaya girmeme izin verilmiyordu.
Odaya bakınca, ben orada hiç kimseyi bulmadım.
Odamı değiştirmek istiyorum.
Bu odaya kaç kişi sığabilir?
Bu oda için yeni bir halı satın almak zorundayız.
O, bizi odaya girmememiz için uyardı.
Mary odaya doğru yürüdüğünde Tom'un kaşı gözü oynadı.
Tom odadaki başka birine izin vermedi.
Tom bir buket çiçek taşıyarak odaya girdi.
Bu oda fazla güneş almaz.
Biz odaya girer girmez Tom piyano çalmayı durdurdu.
John odaya girer girmez Tom ve Mary konuşmayı durdurdu.
Tom kazara takım elbise giyen insanlarla dolu bir odaya yürüdü.
Odaya girdiğimde radyoda çalan Mozart'ı duyabiliyordum.
Mary odasına kapandı ve tüm pencereleri kapattı.
Odaya geldiğimde Tom ve Mary kanepede birlikte oturuyorlardı.
Polisler odaya girdiğinde, Tom'u bir sandalyeye bağlı buldular.