Examples of using "Szén" in a sentence and their turkish translations:
Kömür yanıyor.
Kömür özellikle önemlidir.
bu karbondioksiti karbonat mineraline dönüştürüyorlardı
Kömür her zaman siyah değildir.
bu derinden gömülü okyanusik tektonik tabaka olan
Gözleri kömür gibi karadır.
Kağıt beyazdır, karbon siyahtır.
Örneğin, atmosferdeki CO2 yoğunluğunu,
Dünya atmosferindeki karbondioksit yoğunluğu
Ama atmosferde kalan karbondioksit yoğunluğu yalnızca
bunun sebebi atmosfere salınımına devam ettiğimiz karbonun yarısı,
tarafından tutuluyor.
karbondioksidi atmosferden alma
Karbon, yeşil bitkilerin atmosferden karbondioksiti alıp bünyelerinde
Gördüğünüz gibi, çürüme ile metan ve azot oksit gibi
şu anda bizlerin atmosfere salınımını yaptığımız
Bir karga, kömür kadar siyahtır.
kullandıkları fotosentez işlemi yoluyla
Hızlı ayrıştırılamadığı için de
karbon atmosfere sera gazı olarak geri dönemez.
Hidrojen, karbon, azot, fosfor, oksijen, sülfür ve selenyum ametallerdir.