Examples of using "Szél" in a sentence and their turkish translations:
Rüzgar sakinleşti.
- Bugün rüzgar yok.
- Bugün hiç rüzgar yok.
Kuvvetli bir rüzgar vardı.
Rüzgar esiyor.
Soğuk bir rüzgar esiyordu.
Rüzgar zayıf.
Çok rüzgar vardı.
Rüzgar uğulduyordu.
Rüzgar durdu.
Rüzgar doğudan esiyor.
Rüzgar kesildi.
- Rüzgar dindi.
- Rüzgar hafifledi.
Güçlü rüzgarlar yağmura eşlik etti.
Ve şimdi rüzgar ve güneş enerjisiyle çalışıyor,
Rüzgar yön değiştirdi.
Rüzgar doğudan esiyor.
Bu gece hiç rüzgar yok.
Burada dışarısı rüzgarlı.
Rüzgar kuzeyden esiyor.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Kuzey rüzgarı serindir.
Rüzgâr şiddetini iyice arttırıyor.
Rüzgâr tüm sesleri boğuyor.
Ağaç rüzgardan devrildi.
Rüzgar bütün gün esti.
Rüzgar onun şapkasını uçurdu.
Rüzgar eteğini kaldırdı.
- Rüzgar hâlâ sert esiyor.
- Rüzgar hala güçlü esiyor.
Denizden serin bir rüzgar esiyor.
Rüzgar yavaşladı.
Rüzgar şemsiyeyi elinden uçurdu.
Kuvvetli bir rüzgar esiyor ve ben hızlı gidemiyorum.
Ben havaalanına vardığımda, rüzgar sert esiyordu.
Rüzgarın saçlarınla oynamasını seviyorum.
Dün gece kuvvetli rüzgarlar bir sürü ağaç dallarını yere serdi.
Bugün biraz rüzgar var.
Rüzgar o kadar güçlüydü ki Mary'nin şemsiyesini tersyüz etti.
Denizden kum tepelerinin üzerinde canlı bir rüzgar patladı.
dünyanın her yanında rüzgar ve güneş enerjisi panelleri bulunmakta
Ayda havasız rüzgar ya da ses olmayabilir.
Seni buraya ne getirdi?
Güçlü rüzgarlar bekleniyor.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.
Tom uyandığında yangın çıktığını ve ayrıca şimdi tamamen yalnız olduğunu gördü. Tek ses esintiyle sallanan bambunun hışırtısıydı.