Translation of "Sírban" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Sírban" in a sentence and their turkish translations:

Fél lábbal a sírban van.

- O elden ayaktan düştü.
- Onun bir ayağı çukurda.
- Onun bir gözü toprağa bakıyor.
- Onun bir ayağı mezarda.
- O, ölüme yaklaştı.

Fél lábbal már a sírban van.

Onun ölümü yakın.

Mikor a vezérük meghalt, a testét egy hatalmas sírban helyezték el.

Liderleri öldüğünde, onun vücudunu büyük bir mezara yerleştirdiler.