Examples of using "Sírban" in a sentence and their turkish translations:
- O elden ayaktan düştü.
- Onun bir ayağı çukurda.
- Onun bir gözü toprağa bakıyor.
- Onun bir ayağı mezarda.
- O, ölüme yaklaştı.
Onun ölümü yakın.
Liderleri öldüğünde, onun vücudunu büyük bir mezara yerleştirdiler.