Examples of using "Kenyér" in a sentence and their turkish translations:
Ekmek taze.
Hiç ekmek var mı?
Bu ekmek lezzetli.
Hepinize yetecek kadar ekmek var.
- Bu ekmek glutensiz.
- Bu, glutensiz bir ekmek.
Ekmek bayat.
Ekmek fırında.
Ekmek nerede?
Fransız ekmeği lezzetlidir.
Bu ekmek bir taş kadar sert.
Bu ekmek küflenmiş.
Bütün ekmek nereye gitti?
Tereyağlı ekmeğin çok iyi tadı var.
Ekmek tostta sıkışmış.
Bu ekmek çok pahalı.
Ben taze pişmiş ekmek kokusu seviyorum.
Kendin yaptığın ekmeğin kokusundan daha sakinleştirici bir şey yok.
Ben taze pişmiş ekmek kokusunu severim.
- Hiç kalan ekmeğimiz yok.
- Hiç ekmeğimiz kalmadı.
Burada taze ekmek ve su var.
Ekmek yapımında un, su ve genellikle maya kullanılır.
Ekmek dünyada en sade ve en eski yiyecektir.
Bir gülün bir parça ekmekten daha önemli olduğu zamanlar vardır.
Dünya'da o kadar aç insanlar var ki, tanrı onlara ekmekten başka şekilde gözükmüyor.