Examples of using "árul" in a sentence and their turkish translations:
O meyve satıyor.
O, çiçek satar.
O sebze satar.
Tom gübre satar.
Tom ne satıyor?
O eski moda bir şapka satıyor.
O, deniz kabukları satar.
Tom meyve satar.
Tom çiçekler satar.
İşi ikinci el araba satmak.
O araba satar.
O radyolar satar.
El sıkışman senin hakkında ne söylüyor?
Ancak bu tür bir teknolojiyi pazarlamaktan rahatsız olmadı.
O dükkân gazete ve dergi satar.
Bu bakkal sadece organik gıda satıyor.
Peki tüm bunlar bize politik şiddet hakkında ne söylüyor?
ve onun, ilk tescilli markanın alkollü bir içecek olmasının
John'un komşusu John'u uyuşturucu satarken görünce, onu ihbar etti.
Onlar balık ve et satıyorlar.