Examples of using "Nevem" in a sentence and their turkish translations:
Benim adım Henry.
Benim adım yok.
- Benim adım Farshad.
- Benim adım Farşad.
Benim adım Nanfu.
Benim adım Yamada.
Adımı biliyor musun?
Benim adım Luis.
Benim adım John.
Benim adım Jack.
Benim adım Hopkins.
Adım Laurie.
Benim adım Hase.
Benim adım Wang.
Benim soyadım 'Wang.'
Benim adım Jim.
Benim adım Irakli'dir.
Benim adım Ricardo'dur.
Benim adım Rahul.
Benim adım Tom.
Benim adım Roberto.
Benim adım Peter.
- Benim adım Sally.
- Adım Sally.
Adım Azat.
Benim adım Henry.
Hayır, benim adım Maria değil. Benim adım Teresa'dır.
Merhaba, benim adım Ken Saitou.
İsmim Tsutomu Uematsu.
Benim adım Stuart Duncan.
Onlar benim adımı bilmiyorlar.
İsmimi hatırlamak kolaydır.
Benim gerçek adım Tom.
Adım Tom değil.
Adım Tom Jackson.
- Benim adımı nasıl biliyorsun?
- Adımı nereden biliyorsun?
Benim adım Edgar Degas.
Benim adım Ichiro Tanaka.
İsmim kapıda.
Adımın nasıl telaffuz edildiğini,
- Benim adım Tom.
- İsmim Tom.
O benim adım değil.
Benim adım Paola.
Benim adım Jack.
Merhaba, benim adım Hamit.
Benim adım Mary, seninki ne?
Kendimi tanıtabilir miyim? Benim adım Tom Frisch.
- Adım neden çembere alınmış?
- İsmim neden yuvarlak içine alındı?
- Adım neden daire içine alınmış?
Benim adım Tom ve bu Mary.
Benim adım ülkemde çok nadirdir.
Soyadım Wang.
Benim adım Tom değil. O, John.
Benim adım Cyril; tanıştığımıza memnun oldum!
Adım ülkemin bütün gazetelerinde göründü.
O bana geldi ve adımı sordu.
Ne olursa olsun adımı söyleme.
Benim adım Ricardo, ya sen?
Benim ismim Jake. Bu iyi arkadaşım Mikhail.
Benim adım kapıda.
Adımı değiştirmek istediğimi sanmıyorum.
Benim adım Richard ama sen bana Dick diyebilirsin.
Bana Tom demeyi kes. O benim adım değil.
Benim adımı nasıl bildin?
Benim adım Wang.
Tom adımı bile bilmiyordu.
Benim adım John.
Benim adım Robert ama herkes bana Bob der.
Benden sonra ismimin yaşaması fikri hiç ilgimi çekmiyor.
O bana yaşımı, adımı, adresimi ve benzeri şeyleri sordu.
Benim adım Mary, seninki ne?
Tom adımı yanlış telaffuz ediyor.