Examples of using "Legmélyebb" in a sentence and their turkish translations:
Nehrin en derin yeri burası.
Japonya'da bu göl en derin göldür.
Bu nehrin en derin yeri burası.
en derin sezgilerimle bunu harmanlayınca
Markalaşma, insan ruhunun derin tezahürüdür.
Kendi vücudunuzun uzmanı olmakla alakalı.
Gecelerin en karanlığında Namibya'nın kumulları korkulası yerlerdir.
Bu, Japonya'daki en derin göldür.
Geniş, kıllı ayaklarıyla en derin karda bile süzülerek ilerler.
Şimdiye kadar dünyada mikropları bulduğumuz
Rusya'daki Baykal Gölü dünyanın en derin gölüdür.