Examples of using "Kínában" in a sentence and their turkish translations:
Çin'de doğdum.
Çin'deyim.
- Çin'desin.
- Çin'desiniz.
Facebook, Çin'de engellidir.
orada gerçek oldu bile.
- Köpek balığı süzgeci çorbası Çin'de çok popülerdir.
- Köpek balığı süzgeci çorbası Çin'de çok yaygındır.
Çin'de onlar da Esperanto öğreniyorlar.
- Bu ürün Çin'de yapıldı.
- Bu ürün Çin'de üretilmiştir.
Çin'de, internet sıkı bir şekilde kontrol ediliyor.
Dev pandalar sadece Çin'de yaşarlar.
Bu plastik sincap Çin'de üretildi.
Bu manga Çin'de oldukça popüler.
Bu şirket Çin'de bir fabrika inşa ediyor.
- Çin'den aldığın el çantası ucuz gözüküyor.
- Çin'den aldığınız el çantası ucuz görünüyor.
- Çin'den aldığın el çantası ucuz görünüyor.
Çin'de her gün yaklaşık on milyon ton kömür çıkartılır.
Çin'de seyahat ediyorsanız, bir rehberle birlikte gitmek en iyisidir.
Adalar üzerindeki anlaşmazlık nedeniyle, Çin'deki birçok Japon işletmelerine saldırı yapıldı.
Tom, Çin'de doğdu ve üç yaşındayken evlat edinilmek için ABD'ye gönderildi.
Çin'de hala sadece nüfusun %56'sına ulaşabilmiş halde.