Examples of using "Kétszer" in a sentence and their turkish translations:
Zili iki kez çalın.
İki kez gittim.
İki kere iki dört eder.
Ben iki kez orada bulundum.
İki kez Boston'a gittim.
İki kez Pariste bulundum.
Tom iki kez ateş etti.
O iki kez Kyoto'da bulundu.
Ben haftada iki kez koşarım.
İki kez Birleşmiş Milletler elçişi oldum.
İki kere iki dört eder.
O, haftada iki kez buraya gelir.
İki kere yedi on dörttür.
- Dişlerimi günde iki kez fırçalarım.
- Günde iki kez dişlerimi fırçalarım.
- Günde iki defa dişlerimi fırçalarım.
İki kere ölç, bir kere kes.
Ben her şeyi iki kere söylemek zorunda mıyım?
Ben Tom'la sadece iki kez tanıştım.
O zamandan beri iki kez daha görüştük.
Bu programı iki kere yaptık
Eşinin iki katı kadar ağırdır.
Tom bana haftada iki kez Fransızca öğretir.
Fırsat kapıyı nadiren iki kez çalar.
Cep telefonum iki kez çalındı.
Ona iki kez söylenmesine gerek yoktu.
O, onu yılda iki kez ziyaret eder.
Günde iki kez bu ilacı al.
Toplantı ayda iki kez yapılır.
Ben senin yaşının iki katı yaşa sahibim.
Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz.
Köpeğimi günde iki kez beslerim.
O tür iki kat pahalı.
Kız kardeşim haftada iki gün piyano dersleri alır.
Tom benim iki katım kadar çok kazanır.
Günde iki kez bu ilacı al.
- Babası haftada iki kez orada yer.
- Babası orada haftada iki kez yer.
- Aynı hatayı iki kez yaptı.
- İki defa aynı hatayı yaptı.
Tom günde iki kez köpeğini besler.
"Yıldız Savaşları"nı iki defa izledim.
Yıldırım bazen aynı yere iki kez çakar.
Her yolcu binmeden önce iki kez araştırılır.
ırksal ayrımcılığın tezahürü gibi iki, üç hatta dört kez
Burnu, tazınınkinden iki kat hassastır.
Bir bacağımda üç yara, karnımda da iki yara vardı.
Küçük kız kardeşimin haftada iki kez piyano dersleri var.
Tom yılda iki kez mutfak perdeleri yıkar.
Ortalama bir Amerikan yaşam alanı Japonya'daki yaşam alanının iki katı kadar büyüktür.
Tom haftada iki ya da üç kez öğle yemeğini okul kafeteryasında yer.
Bu taş onun iki katı kadar çok ağır.
Bu saat onun iki katı kadar pahalıdır.
Bu ayı, karanlıkta iki kat daha iyi balık tutabildiğini öğrenmiş.
Hayat iki kez seyahat edilemeyen tek yoldur.
Bu ikinci kez okuduğum kitap Peter'in hediyesiydi.
O iki kez sözünden döndükten sonra ona hâlâ güveniyor musun?
Mary'nin güveci o kadar lezzetliydi ki Tom ikinci bir porsiyon aldı.
Güneş, Ay ve Dünya ayda iki kere aynı hizaya gelir.
Yerinde olsam o rotaya gitmeden önce iki kez düşünürüm.
10.000 zayiat karşılığında, Ruslara iki katı zayiat vermişti