Examples of using "Helyét" in a sentence and their turkish translations:
Birisi Tom'un yerini aldı.
Babam yerini masanın başına aldı.
Tom Mary ile yerleri değiştirdi.
Onun doğum yerini biliyor musun?
Tom'un yerini kim alabilir?
Onun yerine gideyim.
Gün geceye teslim oldu.
Sızıntıyı buldunuz mu?
Siz koltuğunuzu bulana kadar sizin için tutayım
düzenekten çıkan her bilyenin pozisyon ve açısını kaydedebiliriz.
...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.
ama dilerseniz koltuğunuzu bulana kadar eşyalarınızı tutabilirim."
Çocuk otobüste koltuğunu yaşlı adama verdi.
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
O tam olarak doğru değil.
Onun söylediği yanlıştır.
Bu gerçekten doğru değil.