Examples of using "Hagytam" in a sentence and their turkish translations:
Onu ben düşürdüm.
Tom'un kazanmasına izin verdim.
Onu umursamadım.
Onu görmezden geldim.
Her şeyi orada bıraktım.
Tom'u evde bıraktım.
Zaman damgasını buraya koydum,
Saatimi evde bıraktım.
- Belki de masanın üzerinde bıraktım.
- Belki de masanın üstünde bıraktım.
Ben kartımı evde bıraktım.
Sana bir mesaj bıraktım.
Ben kapıyı açık bıraktım.
Onu otobüste bırakmış olmalıyım.
- Sana bir not bıraktım.
- Size bir not bıraktım.
Pencereyi açık bıraktım.
Her şeyi odamda bıraktım.
Kredi kartımı evde bıraktım.
Gözlüğümü evde bıraktım.
Şarj cihazımı evde bıraktım.
- Tom'a seçme şansı vermedim.
- Tom'a seçim hakkı tanımadım.
Tenis raketimi trende bıraktım.
Kapıyı açık bırakmadım.
Telefonumu arabada bıraktım.
Cüzdanımı arabada unuttum.
Onların tavsiyesini görmezden geldim.
Anahtarlarımı ofiste bıraktım.
Ama bunun beni raydan çıkarmasına izin veremezdim.
- Pencereyi bütün gece boyunca açık bıraktım.
- Bütün gece boyunca pencereyi açık bıraktım.
Anahtarları nereye bıraktığımı bilmiyorum.
Şemsiyeni otobüste bıraktım.
- Anahtarları kontakta bıraktım.
- Anahtarları kontakta bıraktı.
Kazanmana izin verdim.
içimdeki tüm cesareti topladım.
Anahtarlarımı nereye bıraktığım hakkında bir fikrim yok.
- On yıldır Japonya'dan ilk defa çıkıyorum.
- On yıl içinde ilk kez Japonya'dan ayrıldım.
Yolcu koltuğunda bıraktığım çanta kaybolmuş!
Tekne bıraktığım yerde değil.
Bu sabah kapınıza bir not bıraktım.
Tom beni öpmeye çalıştı ama ona izin vermedim.
Porno izlemeyi, iki temel nedenden dolayı bıraktım.
Aslında bu yüzden karımı doğum odasında neredeyse bıraktım,
Alışveriş merkezinden ayrıldığımda araba onu bıraktığım yerde değildi.