Examples of using "Brit" in a sentence and their turkish translations:
Bu İngiliz araştırması, aslında çılgın bir hikaye.
Sen İngiliz mizahından anlamıyorsun.
O bir İngiliz vatandaşı fakat Hindistan'da yaşıyor.
Sonunda İngiliz pasaportumu aldım.
Ama İngiliz çalışmasıyla çalışmış olan bilim insanları
İngiliz hükümeti plana karşı.
O bir İngiliz vatandaşı, ama Hindistan'da yaşıyor.
Bizi British Museum'a götürür müsün?
Ama bu araştırmanın ayrıca iyimser yönleri de var:
George Soros 1992'de bir İngiliz sterlini vurgunu yaptı.
Britanya kıyısında, boyu sadece dört santim olan bir teke kapana kısılmış.
İngiliz mizahını anlamıyorum.
O İngiliz mizahından anlamaz.
Britanyalı kadınların yüzde elli ikisi çikolatayı sekse tercih ediyor.
İngiliz birlikleri cesurca savaştı, ancak Almanları durduramadılar.
Oxford Üniversitesi İngilizce konuşulan dünyanın en eski üniversitesidir. O, 1096 yılında kuruldu.