Translation of "Anya" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Anya" in a sentence and their turkish translations:

- Anya vagyok.
- Én anya vagyok.

Ben bir anneyim.

- Jó éjt, anya!
- Jó éjszakát, anya!

İyi geceler, anne.

Legutóbb anya lettem,

ve en son olarak da anne oldum.

Jó éjszakát, anya!

İyi geceler, anne.

Anya ebédet főz.

Annem akşam yemeğini hazırlıyor.

Anya, mehetek úszni?

Anne, yüzmeye gidebilir miyim?

anya vagy.

- Sen iyi bir annesin.
- Siz iyi bir annesiniz.

anya vagyok.

Ben iyi bir anneyim.

Az anya varr.

Anne dikiyor.

Hol van anya?

Annem nerede?

Anya idősebb papánál.

Annem babamdan daha yaşlı.

Anya jobban van.

Annem daha iyi hissediyor.

Az anya segítségükre siet.

Anne imdada yetişiyor.

Az anya vadászik mindkettőjüknek.

İkisini de doyuran avları anne indiriyor.

Az anya jól volt,

Anne çok iyi gidiyordu,

Anya főz a konyhában.

- Anne mutfakta yemek pişiriyor.
- Annem mutfakta yemek pişiriyor.

Nem voltam jó anya.

Ben iyi bir anne değildim.

Anya vasárnaponként sütit süt.

Anne pazar günleri kurabiyeler pişirir.

Anya vagyok, tíz gyerekem van.

On çocuklu bir anneyim.

és az anya mellkasán melegedett,

ve bebek pembeleşti annesinin kucağında ısındı

- Siess haza, Vili! - Igen, anya.

"Bill, erkenden eve dön." "Tamam, anne."

Nagyon jó anya lenne belőled.

Sen harika bir anne olurdun.

Teréz anya egy jó ember?

- Rahibe Teresa iyi bir kişi midir?
- Teresa anne iyi bir kişi midir?

Anyám nem volt jó anya.

Annem iyi bir anne değildi.

Anya! Hector nem hagy békén!

Anne! Hector benim canımı sıkıyor!

Hanem hirtelen a gyászoló anya vagyok.

aniden yas tutan bir anne oluyorum.

Egyre nehezebb meghallani az anya hívását.

Annelerinin sesini takip etmeleri zorlaşıyor.

Anya és kisbaba is remekül voltak.

Anne de bebek de çok iyiydi.

Egyszer az egyik anya így szólt:

Bir annenin bir sözü aklıma geliyor:

Amikor az anya áthajt a piroson.

ve anne kırmızı ışıkta durmadan ilerliyor.

Teréz anya 1910-ben Jugoszláviában született.

Rahibe Teresa, 1910 yılında Yugoslavya'da doğdu.

Odaadó anya a három gyerekét illetően.

O üç çocuğuna içten bağlıdır.

Az anya kegyetlenül bánt örökbefogadott fiával.

Anne evlatlık oğluna karşı zalimdi.

Az anya szűkszavú volt a fiaihoz.

Anne, oğullarına hemen hemen hiçbir şey söylemedi.

Az anya alig mondott valamit lányainak.

Anne kızlarına hemen hemen hiçbir şey söylemedi.

Egy anya a síró kisbabáját csitítgatta.

Anne ağlayan bebeğini sakinleştiriyordu.

Anya vagyok, tehát érdekel a gyermekem jövője.

Ben bir anneyim, bu yüzden çocuğumun geleceğini önemsiyorum.

Később az anya még egy piroson áthajt.

Sonra anne ikinci kez kırmızı ışıkta geçiyor,

- Mama idősebb a papánál.
- Anya idősebb papánál.

- Annem babamdan yaşça daha büyük.
- Annem babamdan daha yaşlı.

- Anyu süteményt csinál.
- Anya most tortát készít.

Annem pasta yapıyor.

Mary olyan volt nekem, mint egy anya.

Mary benim için bir anne gibiydi.

Mire az anya visszatér, a bölcsőde sorai rendeződtek.

Annesi geri gelene kadar... ...yavrular tekrar toplanmış.

Az anya pedig kinyúlt, megragadta a nővér kezét,

ve anne, hep birlikte rahat bir nefes alabilmek için

Az anya nem szívesen hagyta egyedül a gyermekét.

Anne çocuklarını yalnız bırakmakta isteksizdi.

Az anya nagyon félt a baba megfázása miatt.

Anne, bebeğinin üşütmesinden çok korkmuştu.

Ilyenkor az anya és gyermeke közti elválasztó bőrfelület eltűnik,

Anne ve çocuk arasındaki ten duvarının kalktığı andır,

Az anya csak egy másodpercre látja a kocsi sárga foltját,

Anne bir anlığına, bulanık bir şekilde sarı rengi görüyor,

De ezentúl az anya a sárga színt örökké társítani fogja

ama anne bundan sonra, sarı rengi daima tehlikeyle

"Anya, nézhetek tévét?" "Nem Tom, nem nézhetsz." "Apa, nézhetek tévét?"

"Anne, TV izleyebilir miyim?" "Hayır, izleyemezsin Tom." "Baba, TV izleyebilir miyim?"

- Hol van anya?
- Hol van a mama?
- Anyu hol van?

Annem nerede?

A leselkedő veszélyek miatt az anya nem hagyhatja magukra a kölyköket.

Tehlike karanlıkta kol gezerken onları yalnız bırakma riskine giremez.

- Anyám tegnap éjjel sokáig ébren volt.
- Anya tegnap késő estig fennmaradt.

Annem dün gece geç saatlere kadar ayaktaydı.

- Anya nem szólt erről.
- Anyám ezt nem említette.
- Nem mondta ezt az anyám.

Annem ondan bahsetmedi.

- Anya sokszor mondja, hogy az idő pénz.
- Az anyukám gyakran mondja, hogy az idő pénz.

Annem sık sık zamanın nakit olduğunu söyler.

- Mama, ezt nem akarom felvenni.
- Anya, ezt nem akarom felvenni.
- Anyu, én ezt nem akarom felvenni.

Anne, bunu giymek istemiyorum.