Examples of using "útlevelét" in a sentence and their turkish translations:
Pasaportunu çıkardı.
Pasaportunuzu görebilir miyim?
Pasaport, lütfen.
Pasaportunuzu görebilir miyim, lütfen?
Bana pasaportunuzu gösterir misiniz, lütfen?
Tom pasaportunu evde bıraktı.
Pasaportunu bulursam seni hemen ararım.