Examples of using "éles" in a sentence and their turkish translations:
ama zehir gibi.
Onun çevik bir zekası var.
- Bıçağım keskin.
- Bıçağım keskindir.
Dikkatli ol. O çok keskin.
- Göğsümde keskin bir ağrı var.
- Göğsümde şiddetli bir ağrı var.
O, sola keskin bir dönüş yaptı.
Bıçak keskin değil.
Bıçağın ucu keskindir.
Bıçağın çok keskin bir kenarı var.
Onların keskin bir bıçağa ihtiyaçları var.
Bir konuğun keskin gözleri var.
Keskin bir bıçağa ihtiyacın var.
Kılıç çok keskindi.
Bu bıçak çok keskin.
- Midemde şiddetli bir ağrı hissettim.
- Karnıma şiddetli bir ağrı girdi.
Bu bıçak keskin değil.
Dikkatli ol. O bıçak keskindir.
Dikkatli ol! Bıçak çok keskin.
Dikkatli ol, bu bıçak çok keskin.
Tom'un keskin gözleri var.
Fakat yüksek sesler ve parlak ışıklar kafa karıştırıcı.
Bu aptalın keskin dişleri var.