Examples of using "Zeug" in a sentence and their turkish translations:
Malzemelerinizi toplayın.
Sadece aptalca şeyler söyledi.
Eşyalarımı paketliyorum.
Bu çok saçma!
Bu madde radyoaktif.
Bu şey nedir?
O şey zehirli.
Bunların hepsini yak.
Bu eşyayı seninle birlikte alabilir misin?
Bu şeyin içi yağla dolu.
Bu eşya kaç yaşında?
Tom gereken niteliklere sahip mi?
Bütün bu eşya nedir?
Tom gerekli olan niteliklere sahip.
O şeyi yalnız bırak.
Bu şeye bak.
Bu eşya ağırlığınca altın eder!
O yeşil şey de ne?
Abur cubur yemem.
Bu şeyi içemem.
Bütün o eşya nedir?
Şu kırmızı şey ne?
İçindeki şeyleri görüyor musunuz?
Bu yeşil şey nedir?
Tüm bu şeyleri nereden aldın?
Tom bir yarış otomobili sürücüsü olmak için gerekenlere sahip değildir.
Bütün bu eşya için ne kadar istiyorsun?
Ben birçok şey aldım.
Tom asla bu kadar çok abur cubur yemezdi.
O şeyi bir hastane odasına getiremezsin.
Şu andan itibaren daha iyi yapmak zorunda kalacağız.
Gömleğindeki o yağlı şey nedir?
Karen bitpazarında birçok şey aldı.
Islak elbiselerini çıkar.
İnsanların gerçekten o şeyi yediğine inanamıyorum.
Ben bir sanatçı değilim. O işi iyi beceremem.
Bütün bu şeyleri almak gerçekten gerekli mi?
Eşyalarınızı geride bırakmayın.
Çok fazla abur cubur yememeye çalışıyorum.
Açık konuşmak gerekirse, bir öğretmen olmak için gereken niteliklere sahip olduğunu sanmıyorum.
Polis buraya gelmeden önce bütün bunları yakmamız gerekiyor.
Gerekli şeylere sahipsin.
Artık böyle aptalca şeyler söyleme.
Saçmalama!
Bütün bu şeyleri satabileceğimizin oldukça olası olmadığını biliyorum.
Aptalca şeyler söyleme!
Garajda sahip olduğun tüm o şeylerle ne yaptın?
Eşyalarıma dokunma.
İşi hazirandan önce bitirmek istiyorsan çok daha iyi çalışmak zorunda kalacaksın.
Normal olarak yemediğim masadaki tek şey sarı tabaktaki şeydir.
Eşyalarıma dokunma!
Tom, garajında bıraktığın her şeyle ne yapacağını bilmek istiyor.