Examples of using "Wut" in a sentence and their turkish translations:
gerçekten öfke dolu --
Vücudu öfkeyle sarsıldı.
Öfke bir enerjidir.
Ben öfkeden kuduruyordum.
Tom öfkesini bastırdı.
O öfkelendi.
Öfkesini bastırdı.
Jim öfkesine hâkim olabildi.
Ağzı öfkeden köpürdü.
Onun sesi öfkeden titriyordu.
Tom'un öfkesinden gözü karardı.
Tom öfkesini zaptedemedi.
Tom öfkesini dizginlemeye çalıştı.
Mary öfkesini tutamadı.
Öfkesini kontrol edemedi.
Öfkemi frenleyemedim.
Tom öfkesini gizleyemedi.
Tom öfkesini tutamadı.
Tom öfkesini kontrol edemedi.
Tom öfkesini Mary'den gizledi.
O, öfkesini bastırmaya çalıştı.
Ben öfkemi kontrol edemedim.
Öfke, hürmetle bağdaşmıyor.
Öfke bağışıklık sistemimizi, kalp ve dolaşım sistemimizi etkiliyor.
Haber onun öfkeden patlamasına neden oldu.
Yavaş yavaş sinirleniyorum.
Tom'un yüzü öfkeden kızardı.
Tom kızgınlığını daha fazla kontrol edemedi.
Kızgınlığım sana değil.
ve insanlar öfkemizle rahat olmadığı için.
Kızgınlığımız ve öfkemiz için ilaç.
O, öfkeden yanıyordu.
Öfke, olumlu değişimler yaratmak konusunda uzun bir tarihe sahip
Bugün öfke, gelişigüzelce ''kadın hastalıkları'' olarak addedilmiş
O morarmıştı.
aynı şekilde, dilimizi ısırıp gururumuzu yutmayı öğrendik.
Öfkelerini işleyip bundan anlam çıkarabilen insanlar
. Ama Ney'in, Masséna'nın feci liderliğini açıkça gördüğü şeye öfkesi açık bir
zor kazandıkları kazançlarını takip etmek için göndermeyeceği söylendiğinde öfkeyle patladı:
Bence Tom'un öfkesi sadece bir savunma mekanizması; Yerinde olsam şahsen bunu kabul etmezdim.
- O, o kadar öfkeliydi ki konuşamadı.
- O kadar sinirliydi ki konuşamadı.